29 Ekim 2022 Cumartesi

Bisiklet Turizminin Önemi-Yılmaz Parlar




Bisiklet Turizminin Önemi


ANFAŞ Fuar ve Kongre Merkezi’nde 27-28 Ekim 2022  tarihleri arasında gerçekleşen, Yönetim Kurul Başkanlığını Selçuk Meral’in yaptığı GMT Fuarcılık tarafından 4’üncü kez düzenlenen Antalya Turizm Fuarın Bu yıl teması  “Bisiklet Turizmi” idi.



Gerçekdende kimsenin göz ardı etdiği  “Bisiklet Turizmi” önemi son derece büyükdür.


Dünyadaki en popüler bisiklet yolları nelerdir? Yani en çok bisiklet turisti olanlar? Alt yapısı olanlar.


En çok bisiklet turist sayısı yaklaşık 220.000 dir. Birkaç gün boyunca bisiklet turuna çıkmak isteyen bisiklet turistlerin yanı sıra günlük katılanlarla birlikde 380.000 bisikletli tatilciye ulaşıyor

Bisiklete binmek yerel ekonomilere milyonlarca dolar pompalıyor ve küçük işletmeleri destekliyor. 

Ayrıca bisiklet, çevrenin korunmasına yardımcı olur ve bölgesel seyahatleri teşvik eder. Ayrıca, aynı anda hem fiziksel sağlığı hem de girişimciliği artırmanın harika bir yoludur.

Bisiklet Turizmi iş için iyidir. Bisiklet turizminin en belirgin faydalarından biri iş için iyidir. Bisikletçiler, diğer tatilciler gibi, konaklama gerektirir. Ancak, ek olarak, bisiklet sürmek fiziksel bir aktivite olduğundan, bisiklet turistleri yiyecek ve içecek gerektirir. Bisikletçilerin bisiklete binmeyen ziyaretçilere kıyasla bir bölgede daha fazla gece geçirme eğiliminde olduklarıdr.

Bisiklet Turizmi Kentsel-Kırsal Bölünmeyi Köprülüyor. Bisiklete binme tipik olarak kentsel bir bakış açısıyla tıkanıklığı gidermek ve hareketliliği artır



Bisiklet Turizmi Toplulukları Canlandırıyor

Mütevazi bisiklet, toplulukları hayata döndürme yeteneğine sahiptir. 

Bisiklet Turizmi, Bisiklet Sürmeyi Sadece Bisikletçilerden Daha Fazlası ile Alakalı Hale Getirir

Bisiklet turizmi doğası gereği çok disiplinlidir.  

Büyüyen turizm pazarlarının çoğu kırsal veya az gelişmiş yerlerdedir.

Az gelişmiş, kırsal veya her ikisi bisiklet turizmi, bisiklet turistlerinden insan hızında seyahat eden, aksi takdirde zor durumda olan bölgelere yeni bir gelir akışı getirerek büyüyen pazarlara fayda sağlayabilir. 


Uygun şekilde teşvik edilirlerse, bisiklet turistleri topluluğa çok ihtiyaç duyulan geliri getirmeye yardımcı olabilir. Bisiklet turistleri, kırsal ve gelişmekte olan topluluklarda bulunanlar gibi sessiz yollarda seyahat etmeyi tercih ediyor. 


Bisiklet turizmi, bisikletçileri birkaç saatliğine de olsa durmaya ikna etmeye hazır ve istekli olan işletmeler ve topluluklar için turizm geliri anlamına gelir.


Bisiklet turizmi rotaları olarak kullanılan kırsal yollar hem bisikletçiler hem de çevredeki topluluklar için fayda sağlamaktadır.



Kırsal yollar, kolay, güvenli ve eğlenceli bisiklet yolculuğunu teşvik etmek için bisiklet yolları olarak belirlendiğinde ve doğru bilgilerle imzalandığında ekonomik kanallar haline gelir. Bisiklet turistlerini çekmek için iyi işaretlenmiş ve organize edilmiş bisiklet yolu tabelaları zorunludur. Organize bir bisiklet rota işaretleri sistemi, algılanan güvenliğe katkıda bulunur ve daha fazla bisikletçiyi çeker. Bu, bisiklet yolcularını yerel ilgi çekici yerlere, kültürel cazibe merkezlerine, konaklama yerlerine ve aksi halde bilmedikleri işletmelere yönlendirmeye hizmet eder. Bir bisikletçinin vahası veya dinlenme durağı gibi ek kaynaklar inşa etmek, yalnızca turistlerin elde tutulmasına yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda yerel ekonomiye satın alma ekleme ve hem bölge sakinleri hem de ziyaretçiler için yaşam kalitesini artırma gibi üstel bir etkiye sahiptir.


Bisikletli turistlerin çoğu günde 70-100 km seyahat ediyor. Diğer "geleneksel turistler" ile karşılaştırıldığında, bisikletlilerin aynı mesafeyi kat etmeleri neredeyse 4 kat daha uzun sürüyor.  


Bisiklet turistlerini çekmek için işbirliği yapan yerel işletmeler ve üreticiler, diğer faydalara doğru damlayacak mikro ekonomik sinerjiler yaratacaktır. Bisiklet turistlerini teşvik eden topluluklar, hem yerel halk hem de ziyaretçiler için yerel bölgeyi daha kolay gezinmek için sessiz yollar ve bisikletçiler için ayrı bisiklet yolları sağlayacak.  .


 Dünyanın en büyük Bisiklet fuarına Almanya ev sahipliği yapmaktadır. Spesifik olarak, “bisiklet turizminin niş bir üründen gelişen bir sektöre nasıl ve neden geliştiğini açıklamak” için bir manşet sempozyuma ev sahipliği yaptılar .

Popülaritesindeki artışı açıklamak için verilen nedenlerin başında, küresel olarak bisiklet altyapısının sürekli olarak geliştirilmesi yer alıyor.

Başarılı geçen ve son derece klas verimli geçen Antalya Turizm Fuarı 2022 nin Bu nedenle GMT Fuarcılık “Bisiklet Turizm” temasını takdir ediyoruz. Böylece Göz ardı edilen turizme öncülük edeceğini ve turizme yeni alternatifler getirceğinide ümit ediyoruz.

yilmazparlar@yahoo.com

12 Ekim 2022 Çarşamba

Gastronomi Turizm İlişkisi -Yılmaz Parlar





 Gastronomi Turizm İlişkisi 

7-8-9 Ekim 2022 Tarihlerinde gerçekleşen 4. Afyonkarahisar Gastronomi Festivali kapsamında panellerde düzenlendi. En önemli en yoğun ilgi gören panellerden biri,  Gastronominin Turizm ile  İlişkisi konulu paneldi.



Gastronomi turizmde büyük bir varlıktır. Kültürün bir parçasıdır ve ülkelerin gelenekleri, iyi bir mutfak, herkes için ilgi çekicidir, çünkü hepsi iyi ve lezzetli yemekleri denemek isterler.

Son yıllarda, turizm deneyimlerine ve gıda ile ilgili cazibe merkezlerine giderek daha fazla önem verilmektedir. Küreselleşme güçleri, yerelleşme ve gastronomi ile gıdanın bölgesel ve ulusal kimlik kaynağı ve ekonomik kalkınma kaynağı olarak kullanımı arasındaki ilişkiye özellikle dikkat edilmektedir.

Kalkınma programları, pazarlama faaliyetleri ve turizm ile tarım arasındaki iletişimi içeren gastronomi turizminin gelişimi ile ilgili çok çeşitli çalışmalar yapılmaktadır 

Gastronomi, turistik destinasyonların geliştirilmesi, sürdürülebilirliği ve konsolidasyonu için kilit unsurlardan biri olarak kendini kanıtlamıştır. Özellikle gastronomi, kültür ve turizm arasındaki ilişkinin analizinde tarihi bölgedeki çeşitli restoranlarda yemek yiyen yabancı bir yerin kültürel kimliğinin bir parçası olarak gastronomiye verilen önemi göstermektedir.

“Gastronominin Turizm ile  İlişkisi” konulu panelin moderatörlüğünü Afyonkarahisar Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü İhsan Akar üstlendi.  TÜRSAB -Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Gastronomi İhtisas Başkanı Ömer Kartın ve Antalya 7 Mehmet Restaurant’ın üçüncü kuşak temsilcisi Mehmet Akdağ panelistlerdi.

Afyonkarahisar Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü İhsan Akar açılış konuşmasında; “Yıllarca biz bu konuların içinde de olsak. Herhalde her şeyi öğrenmiş, sonuçlandırmış, bilmiş olmayacağız. En az 25-30 yılında bu işe kendini vermiş, TÜRSAB Gastronomi İhtisas Başkanı Ömer Kartın ve 25-30 yıldır hem gastronomi hem turizm sektöründe yer almış, sektörün duayenlerinden Mehmet Akdağ ile bugün gastronomi turizmi ilişkisini anlatmaya çalışacağız.” dedi 

Ilk sözü hem TÜRSAB Türkiye Seyahat Acentalari Birliği Gastronomi İhtisas Başkanı Ömer Kartın’a verdi

“Kartın, Turizmin aslında hepimizin hayatının bir parçası olduğunu, krizin son dönemde insanların ihtiyacı haline geldiğini, yeme içme zaten günlük hayatın bir parçası olduğunu, yeme içme uğruna seyahat etmenin son yıllarda popülerleştiği söyledi 

Ömer Kartın, “Ben yeme içme turizminin. İhtisas Başkanlığını yapıyorum. dediğiniz gibi sektörde 30 yılı aşkın yolculuğum var. 20 yıldır da kendi firmam ile alakalı turizmin dünyada farklı yerlerinde bunları yaptım. Sonra bana böyle bir görev verdiler. Teveccüh ettiler. Ben de İhtisas Başkanlığı görevini 2 dönemdir yürütüyorum.”  Şeklinde kendini ifade etdi



Kartın, “Her kentin görülebilir, bir yapısı bir kimliği var. Türkiye'de de faaliyet göstermek gerek. Afyon gastronomiye tercih olmuş, tebrik ediyorum ve gurur duyuyorum. Türkiye'nin önemli kentlerinden biri Adana’lıyım Adana'da bir festival var. Buradayım. Adana’ya gitmedim. Buraya geldim. Gastronomi turizmi demek, bir yerde yeme içme faaliyetlerini yaşamak üzere seyahat etmektedir. 

Özellikle bunu, Çok basit keyif uğruna yeme içme uğruna gidip bunu çoğunuz yapıyorsunuzdur. Hadi kalkıp gidelim. Şurada şunu yiyelim diye küçük manada doldurulacak. Gastronomi turizmi daha geniş paketler halinde tur operatörlerinin hazırladığı ve size o bölgenin, yani tarımından toprağından köylünün üretiminden, hasatından her şeyini anlatan turizm adı gastronomi turizmi diyorum. 

Türkiye'nin çok yerinde zengin mutfak var ama bu yetmez bakın buradaki unvan. Geçmişimize o yemek kültürüne sahip çıkmışsınız ve bunu ileriye götürmek için her türlü adım atılmış üreten mal satan var. Bir de yiyen olduktan sonra 10 numara bir döngü var. Mesela sergi alanında maketleri yapılmış. Ben çok etkilendim.” dedi

Afyonkarahisar Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü İhsan Akar, tescilli yemeklerden bahsederek, “Birçoğunu biliyorum ama bilmediğim 56 tanesi beni çok etkiledi. O yüzden hani çok doğru yolda kısa bir bilgi verelim, coğrafi işaretle tescil ürünlerimiz şu an 38 tane. 25 tane de başvuru aşamasında. Toplam 99 coğrafi işaret tescil başvuru markasında Türkiye'de ikinciyiz. Bu tabii bir süreç. 

Bunun pazarlama ticaret boyutu da var. Türkiye'de şu an zincir marketlerde Afyon ürünleri satılmaya başlandı. Avrupa Birliği, coğrafi işareti için başvurduk.” Dedikden sonra  Ömer Kartın’a

“Bu anlamda çalışmalarımız devam ediyor. 2 gün önce TÜRSAB  olarak güzel bir etkinliğe imza attınız, ilk defa Türkiye'de belki de dünya gastronomi şehirlerinde bir gastronomi treni faaliyetimiz vardı. Kısa bir bilgi alabilir miyiz sizden” 

Ömer Kartın “2018  bizim ihtisas Başkanlığı üyeleriyle bir arada toplantıda karar verdiğimiz bir proje. 

Malum dünyada gastronomi çok popüler. Bunun farkındayız zaten içindeyiz. bir de tren seyahati çok popüler. Bu ikisi de bir araya getirerek bir yolculuk yapabilir miyiz diye düşündük. 

Dünya örnekleri şöyle, lüks trenler var, trene çok sınırlı sayıda insan kabul ediliyor. Çok ünlü bir şef pahalı, bir menü hazırlıyor ve çok az kişiye nasip olabilecek bir seyahat oluyor bu. 

Biz böyle yapmayalım, biraz daha demokratik bir tren olsun. Uygun olabilsin. bir de lüksten ziyade yerele hitap etsin. Yerel şöyle olmasını istiyoruz, geçtiği bölgenin bizatihi özel yiyecekleri trende servisi verilecek. O kadar özel olsun ki hep mümkünse kentte de esnafta bulunmasın. Restoranlarda ki otobüste de aynı zamanda şehir esnafında da yemeğini yesinler. 

Restoranlara gitsinler, şehir restoranlarında tadını çıkarmaya devam etsinler. Oradaki daha ziyade köy kadınlarının yaptığı. En az kaybolmaya yüz tutmuş ama trende verebilecek kadar da pratiği olabilen önceden hazırlanmış evlerde direnin geçiş saatlerinde hazırlanacak belediyeler destek olacak. Burada çok önemli sizden de o yüzden çok ciddi destek gördük. 

Belediye lojistiği sağlayacak o kadar kooperatiften alıp trene ulaştırmayı sağlayacak ve trende de turistleri geçtiği coğrafyanın geçerken o bölgede kadınların hazırladığı yemeğin tadına bakacaklar. 

Çok özel bir tren dünyada eşi benzeri yok. Bu treni Türkiye'de birkaç yerde planladık. Adana'dan Niğde'ye, hatta Kayseri’ye kadar uzanan hatdı olacak. 

Afyon Dinar, Denizli hatdında olacak. Birkaç hatda, onlar sürpriz daha çalışmada olduğunu ilan etmiyorum. Yol boyunca yemekler yiyerek bir yerden bir yere ulaşmanız seyahatlerin parçası olarak kullanmaktadır. 

İstanbul'dan bir turist örneğin Afyon'a gelecek. Birkaç gün afyonda afyon'un tadına bakacak her türlü güzel şeyi test erek faaliyetler yaşadıktan sonra trene binip Denizli'ye gidip Denizli'ye aynı şekilde 1-2 günü geçirerek belki uçakla veya başka bir yolla geri dönecek.” Şeklinde projeyi açıkladı 

Mehmet Akdağ. “Ben bir turizm rehberi olarak şunu söyleyeyim, aslında bir numaralı turizm çeşidi gastronomi turizmi derim. Neden insanlar bir şehre ya da bir ülkeye giderken hiç gitmedikleri büyük şehre şu an dünya internet vasıtasıyla büyük bir kütüphane oldu. 

Gittiğimiz şehirde ya da ülkede ne yeriz diye bakarlar ilk önce. Mesela 2 ay önce bir toplantı için Brezilya'ya gittik. Biz dedik ki Brezilya'ya gittiğimiz zaman ne yeriz? 

Mesela Antalya'ya ilk kez gelenler Antalya'da ne yeriz diye bir araştırıyorlardır ya da ne bileyim Konya’ya gidenler İtalya'ya gidenler…

Bu anlamda aslında turizmin ilk temeli esası çeşitlilik sebebi gastronomi diye bir teorim var. Benim doğru aslında ne yeriz dedi derken şöyle orada ne yapıyor. Antalya'ya geldiğinde iyi bir İtalyan mutfağı da bulabiliyor, onlar da ön plana çıkabiliyor ama lokal yiyecekleri daha çok arıyoruz. 

Peki şimdi Türkiye'de sanırım bu konuda bir markalaşma başladı. Yani her şehir buna kafa yoruyor.” Açıklamada bulundu. 

İhsan Akar,   “Sizi de biliyorum Antalya'daki  bu işi olarak içindesiniz. Başka şehirlerde içinde biz gastronomide, marka şehir olduktan sonra 21 şehir, gastronomi, marka şehir dosyası verdi ve biz bu 21 şehrin altına danışmanlık yapıyoruz. 

Fahri olarak siz nasıl bir yol izlediniz diye Afyon'un yıllardır moda şehri olan unvanını biz biraz daha akademik ve unvanlı hale getirmeye çalıştık. 

Mehmet Akdağ “Asıl amacımız bu, şimdi siz de geldiniz. Biliyorsunuz yukarıdaki tarihi konaklarımızı bu işin içine soktuk. 610 konağımız var. 2 tanesi gastronomi faaliyeti yapıyor. Hem tarihi, hem kültürü hem turizm hem gastronomi birleştirmiş olduk. 

Biz gastronomi turizminde düzenlemeyi önem veriyoruz. Bütün mesele düzenleme örneğin coğrafi işaret alınıyor. Ama bunu kontrolü çok önemli. Kontrol edemezsek çok kaybederiz. Örnek hep aynı şeyleri konuşur. Rockford beyinlerini herkes söylüyor. Çünkü çok bilindik. bir marka fransızların küflü peynir eninde sonunda ama çok kıymetli olmasının sebebi kendini harika korumuş. Öyle bir korumuş ki sınırlarının ötesinde rockford köyün dışında bile rokfor markası kullanamıyorsunuz ve sıkı cezalarla bunu kanunlara yazma bilmiş. 

Biz bunu başarmalıyız. Yani coğrafi işaretli ürünlerimizi iyi korumalıyız ki bu da ulaştığımız zaman o zaman zaten hak edenin hakkını verdiğinizde yatırım yapan da daha çok devam eder. 

Yatırımına daha iyi işletmelerimiz çoğalır, daha çok kaliteli yerlere ulaşırız. Turist daha mutlu, oldukça daha da para harcar, daha büyük turizmi ulaşmış oluruz.” Şeklinde ifade etdi. 

İhsan Akar, “Afyon üzerinde sizin bir öneriniz var mı? Gastronomi turizmini hangi aşamaya çıkarmak için nasıl bir süreç işlenmeli, ne yapılabilir?” 

Mehmet Akdağ, “Şimdi çok değerli ürünleriniz var. Bunlarla aslında bazı yemekleri taklit etmeye çalışılmış. Bence bundan bir kurtulmalı, imza yemeklerini çıkartmalı. 

Mesela haşhaşi da kalkıp bir baklavanın içine kullanmayalım, yapılmış, bununla başka bir ürün yapalım. Mesela haşhaşlı unu yapalım. Başka bir şeyler yaratalım. Yani yaratıcılığın oradan çıkartmak lazım” dedi. 



İhsan Akar, “Aradan çıkaralım mı? 

Mehmet Akdağ “Evet, kreatif işler yapmak tamamen imza ürünleri olmalı bence evet.”

İhsan Akar, “ Bu festival için biz 7 oteli kapattı. Bak şöyle bir afyon'daki 5 yıldızlı yaklaşık 16 otelde toplam 30000 yatak kapasitemiz var. Tabii diğer otellerde de misafirlerimiz, müşterilerimiz, gelenimiz, gidenimiz var. bir hafta sonu hareketliliği açısından söylüyorum. Buranın turizm ilişkisine küçük bir örnek, 7 otel. Şu an sadece festival misafirleriyle dolu. Gastronomi turizmi ilişkisi açısından önemli.“ Soru cevapla panel sonlandı.

Panel doğrultusunda tüm fikirleri projeleri icraatları benimseyerek, gerçekdende; Çoğu durumda, tatildeyken dışarıda yemek yemek, tarihi yerleri ve müzeleri ziyaret ederken yaşananlarla karşılaştırılabilir yerel bir mirasın’ tüketimini içerir. Bununla birlikte, bu artan ilgiye rağmen, konuyla ilgili sistematik araştırmalar neredeyse yok olmuştur. Gastronomi ve mutfak mirasının turizmdeki rolü, gelişimi ve geleceği hakkında daha iyi bir anlayış geliştirmek için bu tür festivallerin yerinde etkinlik olduğunu söyleyebiliriz.

Birçok insan sadece gastronomik amaçlar için seyahat eder. Gıda, insanoğlunun temel ihtiyacıdır ve seyahat etmeye karar vermek için ana motive edici faktör haline gelir. 

Böylece gastronomi fenomeni ve dünyadaki rolü turizm keşfedilmeye değer. Bir ülkenin gelenekleri ve ayrıca yemek pişirme sanatı ve kültürü destinasyonun iyi mutfağının önemi çok yüksektir. 

Bölgenin veya ülkenin gastronomi markasını yaparak değerlendirmeli ve turistik tekliflere dahil etmelidir.

Gastronomi turizmi geliştirme planı olmalıdır.  Gastronomi turizmi katkıda bulunmalı sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesi, ekonomiyi ilerletmek için itici bir güç olabilir, yeni işler, o alanda çalışan nüfusun gelirinin artırılması vs.

Bazen gastronomi, seyahat etme kararı vermede belirleyici rol oynar. Ayrıca turistlerin genel seyahatten memnuniyeti üzerindeki etkisi önemli. 

Dolayısıyla gastronomi ve turizm konuları çok

gastronomik bir marka geliştirmek ve turizmi teşvik etmek için önemli ve keşfedilmeye değer.

Sürdürülebilir kalkınma hedefleri,  gıda israfı, toplumun güçlendirilmesi için politikalar ve iş stratejileri belirleme,

iş yaratma, gastronomi turizminin daha iyi ölçülmesi ve daha iyi anlaşılması gereklidir.

Tüketici motivasyonları ve davranışları üzerine araştırma ve gastronominin ekonomik etkisinin ölçümü, turizm mesleki eğitim ve öğretimin temel olduğu durumlar gerektirir.

yilmazparlar@yahoo.com


23 Eylül 2022 Cuma

Ukrayna Bağımsızlık Günü -Yılmaz Parlar





 Buruk Ancak Onurla Kutlanan Bağımsızlık Günü

Ukrayna Bağımsızlık Günü 

Özgürlüğün olmadığı yerde vatan da yoktur

Tüm dünyada fiyatı olmayan Anavatanı için savaşan, uygar bir insanın ilk erdemi olan vatan sevgisi, ruhlarında uyum ve özgürlük sevgisi hüküm süren Ukraynalılar, Bağımsızlık Günü'nü kutlama konusunda büyük bir coşku dile getirdiler. Cesaretleri ve özgürlüğe bağlılıklarıyla Dünyaya ilham verdiler…



Ukrayna İstanbul Başkonsolosluğu 24 Ağustos Ukrayna Bağımsızlık Günü kapsamında 21 Eylül 2022 Çarşamba günü Yenibosna Pulman Hotelde bir resepsiyon verdi.

Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskyi Eşi Ludmila Nedilskyi konukları karşıladılar. Etkinliğe Başda Ekümenik Patrik I. Bartholomeos, İstanbul yabancı Konsoloslar ve temsilcileri, iş,siyaset dünyası önemli isimleri olmak üzere Ukrayna vatadaşları katıldılar.



Şehitlere saygı duruşu ve iki ülkenin Milli marşları çalınması sonrası Igor Pasynchuk’un sunuculuğu üstlendiği program başladı. Kısa bir gece tanıtım konuşmasında sonra Igor Pasynchuk açılış konuşması için Başkonsolos Roman Nedilskyi’yi davet etdi.

Başkonsolos Roman Nedilskyi “Bu mesajımız dünyaya bir mesajdır; Yüce Ukrayna’dan başları dimdik tutan Ukrayna’lıların mesajıdır.” Dediği için konuşma metnini tam veriyoruz.



Başkonsolos Roman Nedilskyi “Nerede olursak olalım, nerede yaşarsak yaşayalım, Ukraynalı olduğumuzdan ve ülkemizi canımız pahasına savunmaya hazır olduğumuzdan sonsuz gurur duyuyoruz.


Bazıları, bu yılın Şubat ayında, Ukrayna'nın 72 saat, 48 veya belki de 24 saat içinde düşeceğini düşünüyordu. Hayır... Düşmanın gözlerine bakmaktan korkmadık.



Boyun eğmeyen Ukrayna halkı, bu adaletsiz, kanlı, terör savaşını zaten kazandı. Tüm dünya Ukrayna'yı, bizim cesaretimizi ve kahramanlarımızı tanıdı. Gelişen ülkemizde özgürce bağımsızca yaşamak arzumuz ve hakkımızda hiçbir şüphe yoktur. 


Ukrayna kendini bağımsız bir devlet olarak dünyaya tanıttı; Ukrayna markası özgürlük için mücadelenin sembolü haline geldi.


Topraklarımızı çok yakında işgalcilerden temizleyeceğimize ve hiç kimsenin bir daha aklında bile olsa Ukrayna'nın iradesine ve özgürlüğüne tecavüz edemeyeceğine izin vermeyeceğimize inanıyoruz. 

Ukrayna'nın geçici olarak işgal edilen Kırım'ımıza, Kherson'a, Donbass'a tüm bölgelerimize çok yakında Ukrayna devlet bayrağını dikeceğiz. 


Buça ve Irpin, Izyum ve Mariupol’daki kurbanlar, Ukrayna’lıların durdrulamayacağı, aksi takdirde bizi yok edeceklerinin apaçık bir göstergesidir. 


Düşmanımız, Ukrayna halkının soykırımını gerçekleştirmeyi hedefleyip terör ve kanlı yöntemlerle sadece insancıl hukuku ihlal etmekle kalmıyor, aynı zamanda insanlık dışı ve insanlık kavramının ötesindedir. İşkencelere maruz kalan siviller, öldürülen çocuklar, yok edilen kritik altyapımız, bütün bunlar sadece savaş hareketlrinin sonuçları değil, bunlar Ukrayna’yı ve Ukrayna’ya ait her şeyin bilerek bitirmesidir. 



Bu nedenle, Zafer tek seçeneğimizdir; düşmana karşı bir zafer, iyi ile kötü arasındaki mücadelede karanlığa karşı aydınlığın zaferidir. 


Türkiye’nin Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, tüm Yüce Türk Milletine, belediyelerin yetkililerine ve Ukrayna toplumuna desteklerinden dolayı teşekkür etmek istiyorum. 


Ekümenik Patrikhane'nin ve Ekümenik Patrik Bartholomew Hazretleri'nin desteği bizim için çok önemlidir. "Sizinle birlikteyiz, sizin için dua ediyorum" - Ekümenik Patrik Hazretleri'nin bu sözleri savaşın ilk günlerinden Zaferimize kadar yüreklerimize kazınmıştır! 


Sayın meslektaşlarım, İstanbul'da görevli Başkonsoloslarım, dostlarım! Savaşın ilk günlerinde ülkemi, beni ve meslektaşlarımı desteklediniz. Karadeniz Ekonomik İş Birliği Örgütü (KEİ) Genel Sekreteri Büyükelçi Sayın L. Comanescu'ya ve bu uluslararası örgütün Sekreteryasına yapıcı işbirliği için teşekkür ederim.


Destekleriniz için herkese teşekkür ederim! Gelecekte de Ukrayna'yı desteklemeye devam etmenizi çağırıyorum. Sizlerden en çok beklediğimiz budur! 


Ukrayna bugüne kadar topraklarının 3.000 km'den fazlasını kurtardı, karşı saldırı başarıyla devam ediyor. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri ve Ukrayna halkı, dünyaya kahramanlık destanı, profesyonellik, demokratik değerlere ve özgürlüğe bağımlılığı göstermektedir. 



Ancak bugün itibariyle, nihai zaferimiz için, ortak zaferimiz için sürekli desteğinize ihtiyacımız var. Çünkü Ukrayna'daki savaş, dünya düzenine ve küresel güvenlik sistemine büyük bir tehdit oluşturmaktadır. İşgalcilere gerekli yanıtı birlikte vermeliyiz ve veriyoruz; çünkü insanlık, dökülen her damla kanın, kaybedilen her yaşamın değerini biliyor. Ukrayna'nın zaferinden sonra, dünya güvenliğini sağlamak ve trajedinin tekrarlanmasını engellemek için tüm hataları dikkate alarak uluslararası mekanizmalar üzerinde çalışmaya devam etmeliyiz. Çocuklarımız savaşların trajedilerine tanık olmayı hak etmiyor. Onlar uğuruna bunu değiştirmeliyiz. 


Ukrayna'nın zaferine inanıyoruz! Direniyoruz ve düzeni koruyoruz!

Yaşasın Ukrayna – Slava Ukraini!” sözleri sonrası yardım amaçlı piyano ve keman konser dinletisinin ardından Geleneksel Bağımsızlık kutlama Pastası Başkonsolos Roman Nedilskyi Eşi Ludmila Nedilskyi tarafından kesildi.


Resepsiyondaki foto sergileri ilgiyle izlendi. Genelde bayan askerlerin çoğunluğu olan Ukrayna ordusu aslında zarifliği, barışı temsil eden resim ilgimizi çekdi. Konukları görüntüledik.

Nadya Yaşenko bize Yenibosna Pulman Hotel sahibi eski İSTTA İstanbul Turizm Derneği Başkanı, Yönetim Kurul üyesi Bülent Saruhan Saraylı’yı Savaş dolayısıyla aileleriyle Türkiye’ye sığınan 500 kişiyi 6 ay boyunca Konaklandırdığı Günde üç öğün yemek yedirdiğini ve bazı Hastane gibi masrafları karşıladığını söylediğinde inanılmaz takdir ve saygımız kazandırdı. F/B Manager Okan Gül’ü yanımıza çağırdı. Okan Gül bize insanlık gereği ellerinden geleni yaptıklarını mütevazi bir şekilde dile getirdi.


Ülke 1991 yılında bağımsızlığını kazanmış olsa da, Rusya ülkeye saldırmaya devam ettiği için hala tam bağımsız değil. Rusya, Ukrayna demokrasisini baltalamak için elinden geleni yapıyor. Ancak Ukrayna vatandaşları, güçlerini yeniden kazanmak için çeşitli risklere rağmen. ”Özgürlüğün olmadığı yerde vatan da yoktur” diyerek kahramanlar yaratıyor.



Ukrayna Bağımsızlık Günü Tarihi


Sovyetler Birliği 1990'larda dağıldı ve 16 Temmuz 1990'da Ukrayna hükümeti devlet egemenliğini ilan etti. Bir yıl sonra, 16 Temmuz Ukrayna Bağımsızlık Günü olarak onurlandırıldı. Ağustos 1991'de Sovyetler Birliği'nde komünist yönetimi yeniden kurmak için bir darbe oldu, ancak başarısız oldu. Darbe girişimi sonucunda Sovyet hükümetine dönüş korkuları arttı ve halk milletvekilleri Ukrayna bayrağını Verkhovna Rada'nın oturum salonuna getirdiler. 24 Ağustos'ta Ukrayna parlamentosu Ukrayna Bağımsızlık Yasasını kabul etti ve Verkhovna Rada'nın binasında sarı ve mavi bir bayrak belirdi.

Ukrayna bayrağının derin bir tarihi geleneği vardır. 20. yüzyılda, 1917 ve 1920 yılları arasında Ukrayna Halk Cumhuriyeti'nin ulusal bayrağı haline geldi, ancak Sovyet rejimi altında yasaklandı ve bağımsızlık hareketinin bir sembolü haline geldi. Deklarasyonun koşulu, 1 Aralık 1991'de ulusal bir referandumun yapılması gerektiğiydi ve Ukrayna'nın doğu ve batı olarak ikiye ayrılabileceğine dair korkular vardı. Seçmenlerin %80'inden fazlası bağımsızlık lehinde oy kullanırken, %92'si evet oyu kullandı. Haziran 1992'de parlamento yasama değişikliği için oy kullandı ve 16 Temmuz'un yerini Ukrayna'nın Bağımsızlık Günü olarak 24 Ağustos aldı


 Kaderi zor ülke olan Ukrayna’nın Bağımsızlık Günü kutlu olsun diyoruz.

yilmazparlar@yahoo.com

5 Eylül 2022 Pazartesi

Eyüpsultan Belediyesi ve Tarım 4.0 -Yılmaz Parlar





  Eyüpsultan Belediyesi ve Tarım 4.0 

Eyüpsultan Belediyesi  ve Yeni Arayışlar Platformu Derneği birlikde düzenledikleri “Tarımsal Projeler”Toplantı ile Belediyenin hayata geçirdiği Tarım 4.0 Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Ekolojik Yaşam Çiftliği tanıtıldı. 



Bir dizi küresel eğilim gıda güvenliğini, yoksulluğu ve gıda ve tarım sistemlerinin genel sürdürülebilirliğini etkilemektedir. Demografik özellikler, Doğal kaynak kıtlığı, İklim değişikliği ve Gıda atıkları gibi.

Tarım 4.0 Tarım Teknolojisinin Raporlara bakıldığında talebin sürekli artması, 2050 yılına kadar yüzde 70 daha fazla gıda üretmemiz gerekeceği belirtiliyor. Bu arada, tarımın küresel GSYİH'daki payı yüzde 3'e geriledi, bu da on yıllar önceki katkısının üçte biri oldu. Dünya çapında yaklaşık bir milyar kadar açlık çeken insan 2030 yılına kadar hala yetersiz beslenecek. Gerçek şu ki, son zamanlarda endüstride çok az yenilik gerçekleşti 




Belediyenin hayata geçirdiği Tarım 4.0 Politikaları Uygulama projeleri ne sağlıyacak

İstanbul'daki tarım alanların da katma değeri artırmak, teknoloji destekli kalkınmayı ve sürdürülebilirliği hedefleyen pilot çalışmalar yapmak, Türkiye'nin Tarım 4.0 sürecine entegrasyonunu sağlayacak politika ve uygulamaları geliştirmek, tarım sektöründe bilgi yoğunluğu yüksek hizmet ve mal üretimini sağlamak amacıyla tasarlanan proje kapsamında çiftçilere yönelik Tarım 4.0 azaltılmış toprak işleme ve kompost eğitim çalışmaları, Tarım 4.0 ve veri temelli uygulama eğitimleri, kentsel tarım ve permakültür eğitimleri ile girişimcilik eğitimleri ve mentorluk desteği verilecek. 

Tarımın Önemine bakıldığında; Tarımın Önemi Tarım, insanın gıda, barınma ve giyim gibi temel ihtiyaçlarının kaynağıdır.

Tarım, tarımsal endüstriler ve bazı tarım dışı endüstriler için hammadde sağlar. Hastalık ve hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar veya ilaçlar tarımdan elde edilir. Tarım, gıda üretimi yoluyla açlığın ve yetersiz beslenmenin azaltılmasını da mümkün kılmıştır. Tarım, yerel veya uluslararası gıda güvenliğini sağlar. Doğru teknoloji ve teknik bilgi ile tarım alternatif bir enerji kaynağı olabilir, örneğin biyo-yakıt, vs.Tarım, doğru şekilde yapıldığında yoksulluğu azaltabilir. 



Tarımın Ekonomik Önemi ise Tarım, ülkelerin ekonomik omurgasıdır veya ekonomisine katkıda bulunur.

Tarım sektörü sadece ulusal düzeyde değil, uluslararası düzeyde de önemlidir. Tarım ve sanayi sektörlerinin dengeli büyüme için önemlidir. Enflasyonu düşürmek için Tarımsal Kalkınma şart: Tarım sektöründeki büyüme hızının düşük olması, ülkede gıda, sebze ve diğer temel hammadde kıtlığını beraberinde getiriyor. Temel ihtiyaç maddelerinin fiyatları yükselir. Tarım sektörünün üretimindeki yavaşlama veya düşüş, enflasyonist baskı oluşturmakta ve ülkenin ekonomik yapısını zayıflatır


Tarım ürünleri veya tarımsal ekipman ihracatından elde edilen döviz, belirli bir ülkenin satın alma gücüne katkıda bulunur. Bu, ülkelerin olumsuz ödemeler dengesinin azaltılmasına ve döviz tasarrufuna yardımcı olur.

Tarım teknolojisi ve uzmanlığı yüksek olan ülkeler, tarım teknolojisi veya tarım uzmanlığı daha az olan ülkelere tarım hizmeti vererek döviz kazanmaktadır.

Tarımdan elde edilen gelirler, herhangi bir ülke ekonomisinin diğer sektörlerinin geliştirilmesinde kullanılabilir.

Tarım, iş arayanlara iş imkanı sağlamaktadır. Bu nedenle, tarım çalışan nüfusun çoğunun geçimlerini sağlayan bir mesleğidir. 

Tarım, çiftçiler, tarımsal endüstriler ve hatta hükümet için bir gelir kaynağıdır.

Tarımın birçok iş fırsatı ve yatırım fırsatı vardır



Bu sebeple Eyüpsultan Belediyesinin bu projesi örnek teşkil ederek Tüm yurtda tarımsal kalkınma sağlıyacakdır. 


Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken, “Gelecek toprakta ve buradan çıkacak ürünlerde. Biz topraktan çıkana muhtacız ve doğru kullanmak zorundayız. Üniversiteler, araştırma kurumları burada çalışma yapabilirler. Susuz tarıma nasıl ulaşılabileceği ile ilgili veriler buradan daha rahat elde edilebilir. Öte yandan dünyada kim bu alanda iyi durumda ise onların da buraya gelip projeye destek olabileceğine ve üstelik karşılıklı fikir alışverişinde bulunabileceğimizi de düşünüyorum” açıklamalarda bulundu 


Basın mensupları, Tarım 4.0 Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Ekolojik Yaşam Çiftliği gezdirildi bilgilendirildi.


Başkan Deniz Köken, “Bu merkezle kendini geliştirmeye çalışan gençleri yakalamak ve bir farkındalık oluşturmak istiyoruz. Bu işe, “İstanbul’da bu iş nasıl yapılabilir”i, kısıtlı imkanlarla nelerin ortaya çıkabileceğini göstermek için başladık. Gelecek toprakta ve buradan çıkacak ürünlerde. Biz topraktan çıkana muhtacız ve bunu doğru kullanmak zorundayız. Tarım milli bir meseledir. Yeni neslin tarımla ilgili gelecekte çok iyi yerlere geleceğine inanıyorum. Siz değerli basın mensupları bugün buraya geldiniz eve umutlarla gideceksiniz. Umut, güven ve inanç bir aradaysa ortaya güzel şeylerin çıkacağına inanıyoruz.”dedi


Basın buluşmasında Türkiye'de İş Dünyası dergisi Genel Yayın Yönetmeni Celal Toprak tarafından Eyüp Sultan Belediye Başkanı Deniz Köken’e sürdürülebilir tarıma vermiş olduğu destek ve katkılardan ötürü teşekkür plaketi takdim edildi. 


yilmazparlar@yahoo.com