ekonomi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ekonomi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Mayıs 2025 Perşembe

Global HR Summit 2025 Zirve Tarihine Geçti-Yılmaz Parlar





 

İnsan Kaynaklarında Devrim Niteliğinde Bir Gün Daha

Seda Mızraklı’ya alkışlar, zirveye övgüler yağdı

İstanbul’un kalbinde düzenlenen Global HR Summit 2025, ikinci gününde insan kaynakları, teknoloji ve liderlik kavramlarını tarihin en parlak zihinleriyle buluşturdu.

Bu zirvede yalnızca bir etkinlik değil, adeta bir vizyon devrimi yaşandı.

Ve elbette, bu eşsiz organizasyonun mimarı olan Seda Mızraklı Ferik… O sadece bir zirve başkanı değil; modern iş dünyasının rotasını çizen, ilham veren bir lider. KREA M.I.C.E. ve KREA Digital’in kurucusu olarak, bu dev organizasyonu bir şölene dönüştürdü. Katılımcılar nezdinde, adeta sahnede parlayan bir yıldız gibi izlendi.

Açılış Seda Mızraklı’dan, İlham Dalgası Tüm Güne Yayıldı

Zirvenin ikinci günü, Seda Mızraklı’nın içten ve vizyon dolu açılış konuşmasıyla başladı. Dinleyen herkesin içinde bir ışık yaktı. İşte o konuşma, yalnızca bir açılış değil, geleceğin iş dünyasına atılan güçlü bir adımdı.

Küresel Düşünürlerden Altın Değerinde Konuşmalar

Sir Andrew Likierman (London Business School) sanal katılımıyla karar verme mekanizmalarında doğruluk ve içgörüye ışık tuttu.

Florin Petrescu insan odaklı liderliğin yapay zekâ çağında nasıl şekillenmesi gerektiğini detaylıca anlattı.

Bahadır Kaleağası küresel jeopolitiğin iş dünyasına etkisini büyük bir vizyonla aktardı.

"İş Dünyası, Jeopolitik ve Ötesi, Küresel Krizler Çağında Yeni Stratejiler"

Bahadır Kaleağası’ndan Çarpıcı Uyarılar, "Şirketler Artık Jeopolitiği İçselleştirmeli"

Paris – Institut du Bosphore Başkanı ve strateji uzmanı Bahadır Kaleağası, "İş Dünyası, Jeopolitik ve Ötesi" başlıklı konuşmasında, küresel sistemdeki radikal dönüşümleri analiz ederek iş dünyasına ve politika yapıcılara kritik mesajlar verdi. Marie Curie’nin "Korkmamak ve anlamaya çalışmak" sözünden yola çıkan Kaleağası, "Artık ekonomiyi jeopolitikten, bilimi diplomasiden ayıramayız" dedi.

Parçalanmış Küreselleşme, Yeni Riskler ve Fırsatlar

Kaleağası, küreselleşmenin "stratejik kırılganlıklarla dolu" yeni evresini şu başlıklarla özetledi:

Ekonomik zincirler = Risk zincirleri: Tedarik ağları artık jeopolitik gerilimlerden doğrudan etkileniyor.

Yarı iletkenler ve kritik hammaddeler: ABD-Çin rekabetinin odağında; şirketler için "kaynak güvenliği" öncelik haline geldi.

Dijital sistemler ve uzay teknolojileri: Refahın taşıyıcısı olduğu kadar "hibrit savaşların" hedefi.

Yapay zekâ ve kuantum bilişim: Belirsizlik yaratan ancak "büyüleyici" bir gelecek vaat ediyor.

"Şirketler, yatırım ve üretim kararlarını artık sadece piyasa koşullarına göre değil, jeopolitik analizle almalı" uyarısını yaptı.

Jeopolitik Artık Yönetim Kurullarında

Kaleağası’nın altını çizdiği 5 çarpıcı gerçek:

"Jeopolitik analiz, finans ve pazarlama kadar kritik bir yönetim kurulu gündemi."

Ukrayna savaşı, pandemi ve Orta Doğu krizleri, karşılıklı bağımlılığı gösterdi: "Hiçbir küresel sorun tek başına çözülemez."

Liderlik, kaba güçle değil; "yenilik, iş birliği ve öngörü" ile şekillenmeli.

Avrupa’nın rolü, Demokrasi, teknoloji ve sürdürülebilir kalkınma, insanlığın geleceğini belirleyecek.

Güven krizi, Kurumlara ve kamusal söyleme duyulan güvenin yeniden inşası şart.

Çözüm Önerileri, "21. Yüzyılın Yönetişim Araçları"

Kaleağası, yol haritasını 3 maddede paylaştı:

Uluslararası yönetişim reformu, 20. yüzyıl kurumları (BM, Dünya Bankası vb.) artık yetersiz.

Mini çok taraflılık, Esnek iş birlikleri (örneğin; kritik madenler ittifakları).

Bilim ve diplomasi sinerjisi: NASA’da kara delik görüntüleyen Prof. Feryal Özel’in "Merak edenler geleceği kazanacak" sözünü hatırlattı.

Türkiye-Fransa-EÜ Diyaloğunun Önemi

Paris Bosphorus Enstitüsü’nün çalışmalarına değinen Kaleağası, "Bilgi ve kolektif zekâ artık jeostratejik varlık. Fransa, AB ve Türkiye diyaloğu, krizleri aşmada kilit rol oynayabilir" dedi.

"Korkmamak İçin Anlamalıyız"

Kaleağası, konuşmasını Marie Curie’nin sözleriyle tamamladı:
"İlerleme berrak bir bilinç ister. Daha az korkmak için daha çok anlamanın zamanı."

Kaleağası’nın mesajı net, "Yeni dünyada ayakta kalmak için disiplinlerarası düşünmek ve kolektif hareket etmek şart."

Ahmet Akın ise dinleyenleri “insan yüzlü robotlar mı, robot yüzlü insanlar mı?” sorusu ile düşündürdü.

Yapay Zekâ, Nörobilim, Duygusal Zeka… Her Şey Masadaydı

Günün ilerleyen saatlerinde sahnede:

Dr. Hamira Riaz, iş ve insan kaynakları stratejileri arasındaki uçurumu nörobilimle nasıl kapatabileceğimizi gösterdi.

Aydın Erdem, çalışanların değişen sosyolojisini verilerle ortaya koydu.

Sezin Mızraklı Avalin, yapay zekâ ile duygusal zekânın çarpıştığı sessiz savaşta kimin kazanacağına dair çarpıcı bir vizyon sundu.

Zihin mi Kazanacak, Yürek mi? Yapay Zeka ile Duygusal Zekanın Sessiz Savaşı

Sezin Mızraklı AvalinKonuşmacı, B2B Satış ve Stratejik Pazarlama Danışmanı

"Zihin mi Kazanacak, Yürek mü? Yapay Zeka ile Duygusal Zekanın Sessiz Savaşı"

Sezin Mızraklı Avalin’den Çarpıcı Analiz: "İnsanlık ve Teknoloji Dengesini Kurmalıyız"

B2B Satış ve Stratejik Pazarlama Danışmanı Sezin Mızraklı Avalin, "Zihin mi Kazanacak, Yürek mü? Yapay Zeka ile Duygusal Zekanın Sessiz Savaşı" başlıklı konuşmasında, yapay zekanın insan hayatına etkilerini kişisel deneyimleri ve tarihsel perspektifle ele aldı. Avalin, teknolojinin hızla ilerlediği bir dönemde "insani değerlerin korunması" gerektiğini vurgulayarak kritik uyarılarda bulundu.

Kişisel Hikaye, "Yapay Zeka Teşhisi mi, İnsani Dokunuş mu?"

Avalin, geçen yıl yaşadığı sağlık sorununu örnek göstererek teknoloji-insan dengesinin önemine dikkat çekti:

"Doktorum, teşhisi yapay zeka destekli görüntülemeyle koydu ancak ardından gözlerimin içine bakarak 'Merak etmeyin, yalnız değilsiniz' dedi. Bu insani temas, psikolojik olarak beni rahatlattı."

Yapay zekanın "soğuk" bir şekilde hastalığı bildirmesinin yaratacağı travmaya karşı, "Duygusal destek olmadan teknoloji yetersiz kalır" dedi.

Yapay Zekanın Tarihsel Yolculuğu: "Leonardo da Vinci’den Günümüze"

Avalin, yapay zekanın kökenlerini Leonardo da Vinci’nin 1495’te tasarladığı robotlara kadar götürerek şu tarihsel dönüm noktalarını paylaştı:

1950’lerde Turing Testi, "Makineler düşünebilir mi?" sorusunun temeli atıldı.

1997’de IBM’in Deep Blue’su, satranç şampiyonu Garry Kasparov’u yendi.

2011’de Siri, 2016’da sohbet robotları insanlarla etkileşime başladı.

2026 projeksiyonu, Yapay zeka çözümlerinin 500 milyon+ insanın hayatını değiştirmesi bekleniyor.

İnsan Kaynaklarında Yapay Zeka, "Operasyonel Verimlilik ama Duygusal Zeka Şart"

Avalin, iş dünyasında yapay zeka kullanımına ilişkin çarpıcı tespitler yaptı:

"Bordro süreçlerinden aday taramasına kadar yapay zeka verimlilik sağlıyor. Ancak çalışanların %70’i, yöneticilerinin 'duygusal zeka' göstermesini bekliyor."

Z Kuşağı (1995-2009 doğumlular) için anında erişim ve sosyal duyarlılık vurgusu:

"Onlar için 'çevreye duyarlı şirketlerde çalışmak' maaş kadar önemli."

Kritik Uyarılar, "Yapay Zekayı Doğru Kullanmanın 4 Yolu"

Avalin, geleceğe dair şu stratejileri önerdi:

"Yapay Zeka ile Savaşmayın, İş Birliği Yapın":

"Satranç turnuvalarında artık 'insan+makine' takımları kazanıyor. Beraber çalışmalıyız."

"Akışkan Olun":

"Eskiden kasetler vardı, şimdi Spotify var. Kurumlar da esnek ve dinamik olmalı."

"Zaman Kazandıran Teknolojileri Hayata Entegre Edin",

"Yapay zeka rutin işleri halletsin, insanlar yaratıcılığa odaklansın."

"Doğru Soruları Sormayı Öğrenin":

"Bilgiye ulaşmak kolay ama doğru soruyu sorabilmek artık en değerli beceri."

"Dengeyi Kurun"

Avalin, "Yapay zeka teşhis koyabilir ama hastaya 'geçmiş olsun' diyen bir doktor olmalı" diyerek sözlerini tamamladı. Vurgusu nettir,

"Teknolojiyi reddetmeyin ama insanı da unutmayın. Kazanan, bu dengeyi kurabilenler olacak."

.

Günün farklı panellerinde Vodafone, Pegasus, Unilever, LC Waikiki, ING Türkiye gibi dev şirketlerin insan kaynakları liderleri, geleceğin liderlik ajandalarını masaya yatırdı.

İşveren Markasında Dönüşüm Zamanı Paneli,

“İşveren Markasında Dönüşüm Zamanı, Liderlerin Vizyonu, Stratejik Yol Haritası ve Geleceğe Bakış,”  başlıklı panelde sektörün önde gelen isimleri, işveren markası dönüşümüne yönelik stratejilerini paylaştı. Moderatörlüğünü KREA M.I.C.E. Kurucu & CEO’su Seda Mızraklı Ferik’in üstlendiği panelde, LC Waikiki CHRO Bahattin AydınING Türkiye İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Hale Ökmen Ataklı ve Tiryaki Agro İnsan Kaynakları Başkan Yardımcısı Murat Boğahan önemli açıklamalar yaptı.

Esneklik ve anlam arayışı yeni nesil çalışanların beklentisi.
Aile şirketi kültürü, aidiyeti güçlendiriyor.
Yapay zekâ ve insan iş birliği, geleceğin iş modellerini şekillendiriyor.
 Türk şirketleri, küresel işveren markası olma yolunda hızla ilerliyor.

ING Türkiye, "Esneklik ve Anlam Arayışı İşveren Markasının Temel Taşı"

ING Türkiye’nin İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Hale Ökmen Ataklı, dijital dönüşüm ve esnek çalışma modellerinin işveren markasındaki önemine dikkat çekti:

"Kendimizi bir teknoloji şirketi olarak konumlandırıyoruz. Çalışanlarımız için 'Burada hayatını yaşa' mottosuyla esneklik sunuyoruz."

Pandemi sonrası çalışanların %60'ının hibrit modeli talep ettiğini belirterek, ING’de ayda 6 gün ofis zorunluluğu olduğunu, ancak bunun takım motivasyonu ve inovasyon odaklı kurgulandığını vurguladı.

"Yeni nesil, anlam arayışı olan işler istiyor. Teknolojiyi etkin kullanan, sosyal etkisi yüksek şirketler tercih ediliyor."

Tiryaki Agro, "Aile Kültürü ve Sahada Olmak Fark Yaratıyor"

Tiryaki Agro İK Başkan Yardımcısı Murat Boğahan, şirketin 70+ ülkede tarım ve lojistik operasyonlarıyla küresel bir marka olduğunu hatırlatarak, "Bizim için aile kültürü ve sahada aktif olmak kritik" dedi.

Deprem bölgesinde hızlı aksiyon alarak 5 konteyner kent kurduklarını ve çalışanlarının bu sürece gönüllü katıldığını paylaştı.

"Liderlerimiz, sadece talimatları uygulayan değil, sorgulayan ve katma değer yaratan ekipler istiyor."

Afrika ve Orta Doğu’daki zorlu coğrafyalarda çalışanlarının aidiyet duygusunu samimiyetle beslediklerini vurguladı.

LC Waikiki, "Yapay Zekâ ve İnsan Odaklı Dönüşüm"

LC Waikiki CHRO Bahattin Aydın, perakende devinin 60+ ülkede 60 bin çalışanla büyüdüğünü belirterek, "Geleceği şekillendirmek için yapay zekâyı iş süreçlerine entegre ediyoruz" açıklamasını yaptı.

"Artık organizasyon şemalarında 'avatarlar' (dijital çalışanlar) yer alıyor. İnsan+yapay zekâ iş birliği kaçınılmaz."

Çalışanlarda "işimi kaybeder miyim?" endişesini ortadan kaldırmak için "Akıl ve Kalp" temalı bir dönüşüm stratejisi uyguladıklarını anlattı.

"Yapay zekâ becerisi olan adayları deneyimli olanlara tercih ediyoruz. Türkiye’den küresel bir marka çıkarmak hedefimiz."

Türk Şirketleri Küresel İşveren Markası Olma Yolunda

Panelde öne çıkan ortak vurgu, "insan odaklı dijital dönüşüm" oldu. ING’nin esnek çalışma modeli, Tiryaki Agro’nun saha deneyimi ve LC Waikiki’nin yapay zekâ stratejisi, Türk şirketlerinin küresel işveren markası olma yolundaki adımlarını gösterdi.

Moderatör Seda Mızraklı Ferik"Bu panelde iki Türk markasının (LC Waikiki ve Tiryaki Agro) yanı sıra ING gibi küresel bir oyuncunun Türkiye’den liderlik etmesi gurur verici" diyerek sözlerini tamamladı.

Günün son keynote konuşması ise efsanevi eğitmen ve yazar Ahmet Şerif İzgören’den geldi. Anlam, etik ve liderliği merkezine alan bu kapanış konuşması ayakta alkışlandı

Global HR Summit 2025’in ikinci günü, yalnızca bilgi ve içgörü değil, aynı zamanda duygu, vizyon ve liderlik dolu bir deneyim sundu.

Bir gazeteci olarak şunu gururla söyleyebilirim,
Bu zirve, yalnızca bir etkinlik değil, bir akıl fırtınası, bir ilham patlamasıydı. Seda Mızraklı’nın liderliği altında bu zirve, Türkiye’nin iş dünyasında ve küresel HR arenasında “olmazsa olmaz” bir marka haline geldi.

yilmazparlar@yahoo.com

9 Nisan 2025 Çarşamba

Umutlu Gelecek Derneği (UMAR)-Medeniyetler Sofrası -Yılmaz Parlar





  UMAR’dan Sürdürülebilir Geleceğe Sofralık Bir Mesaj

Medeniyetler Sofrası’nda Kültürler Buluştu

Umutlu Gelecek Derneği’nden İstanbul’un Çok Sesli Kültürüne Sofralık Vefa



Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda; eğitim, çevre, ekonomi ve toplumsal farkındalık alanlarında yenilikçi ve dijitalleşmenin gerekliliklerine uygun projeler üreten Umutlu Gelecek Derneği (UMAR), 8 Nisan 2025 Salı günü Şişli Radisson Blu Hotel’de anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı.

Medeniyetler Sofrası” temasıyla gerçekleştirilen buluşma, İstanbul’un zengin kültürel mirasını sofralar aracılığıyla yaşatmayı ve kültürler arası dayanışmaya dikkat çekmeyi amaçladı.

UMAR Başkanı Füsun Türken Uysal’dan İlham Veren Konuşma

Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren UMAR Yönetim Kurulu Başkanı Füsun Türken Uysal, sadece ülkemiz için değil tüm dünya için duyarlılık ve vizyonla hareket ettiklerini vurgulayarak şu ifadelere yer verdi:

“Umutlu Gelecek Derneği olarak insan onuruna yakışır, adil, demokratik ve dijitalleşmeyle uyumlu bir toplum vizyonuyla çalışıyoruz. Sivil toplumun gücüne inanıyor, ulusal sınırları aşarak küresel iş birlikleriyle fark yaratmayı hedefliyoruz. Kadınların ekonomik özgürlüklerine kavuşması, iş dünyasında daha fazla yer almaları için uluslararası dayanışmayı önemsiyoruz.”

Konuşmasında ayrıca etkinliğe katkı sağlayan isimlere de teşekkürlerini ileten Uysal, “Bu özel sofrada bizlerle olan değerli konuşmacılarımıza, özellikle Şef ve Yazar Maria Ekmekçioğlu’na, araştırmacı yazar Takuhi Tovmasyan’a, şair-yazar Nadya Şener Hanımefendi’ye ve elbette oturumun mimarı Saray ve Kültür Tarihçisi A. Çağrı Başkurt Beyefendi’ye teşekkür ediyorum,” dedi.

Medeniyetler Sofrası'nda İstanbul'un Renkli Mirası Konuşuldu Rum, Ermeni ve Süryani Kültürleri Buluştu



İstanbul’un Sofrasına Çok Sesli Kültürler Konuk Oldu

İstanbul’un kadim kültürlerini bir araya getiren "Medeniyetler Sofrası" etkinliği, Umutlu Gelecek Derneği (UMAR) tarafından düzenlenen özel bir panelle renkli anlara sahne oldu. Rum, Ermeni ve Süryani mutfaklarının ve geleneklerinin ele alındığı panelde, İstanbul’un zengin kültürel mozaiği bir kez daha gözler önüne serildi.

Etkinlik kapsamında düzenlenen panelde; İstanbul mutfağının çok kültürlü yapısı, Rum, Ermeni ve Süryani sofralarının lezzetleri ve gelenekleri konuşuldu. Modaratörlüğünü Saray ve Kültür Tarihçisi, küratör A. Çağrı Başkurt’un üstlendiği panelde, gastronomi ve kültürün kesişiminde önemli bilgiler ve anekdotlar paylaşıldı.



Çok Kültürlü Mirasın Lezzetleri ve Hikayeleri

Moderatörlüğünü Saray ve Kültür Tarihçisi A. Çağrı Başkurt’un üstlendiği panelde, konunun uzmanları İstanbul’un kaybolmaya yüz tutmuş değerlerini yeniden hatırlattı.

."İstanbul, Hepimizin Ortak Evidir"

Panelde ortak vurgu, İstanbul’un çok kültürlü yapısının korunması gerektiği oldu. Moderatör A. Çağrı Başkurt"Bu şehir, farklılıkların bir arada yaşadığı bir medeniyetler beşiğidir. Onun zenginliğini geleceğe taşımak hepimizin görevi" diyerek sözlerini tamamladı.



Panelin Dikkat Çeken Konuşmacıları

Maria Ekmekçioğlu – Şef, Yazar, Restoran Sahibi ve TV Programı Sunucusu: Sofraların barış ve birlikteliği temsil ettiğine dikkat çekti. “Yemek bir halkın tarihidir,” diyerek Rum mutfağının İstanbul’daki izlerini anlattı."Bu toprakların lezzetleri, aslında birer barış ve kardeşlik mesajı taşır" dedi. Ekmekçioğlu, özellikle balık yemekleri ve zeytinyağlı mezelerin Rum mutfağındaki yerini vurguladı.

Takuhi Tovmasyan – Araştırmacı Yazar: Aile büyüklerinden kalan tariflerin hem kültürel hem duygusal miras olduğunu aktardı. Özellikle Ermeni yemek kültürünün Anadolu’daki derin izlerine değindi. Ermeni mutfağının İstanbul’daki izlerini paylaştı. "Toplumsal hafıza yemeklerle aktarılır" diyen Tovmasyan, harissa, anuşabur ve çeşitli et yemeklerinin Ermeni kültüründeki önemini anlattı.

Nadya Şener – Şair ve Yazar: “Sofra, kadim bir hafızadır. Şiir gibi katmanlı, anlamlı ve derindir,” diyerek Süryani geleneklerinin günümüze taşınma biçimlerini paylaştı.

Süryani kültürünün İstanbul’daki yansımalarını şiirsel bir dille aktardı. "Yemekler sadece karın doyurmaz, aynı zamanda birer kültür köprüsüdür" diyen Şener, Süryani mutfağının baharat kullanımı ve geleneksel tatlıları hakkında bilgiler verdi.

Etkinliğin ardından katılımcılar, Rum, Ermeni ve Süryani mutfaklarından örneklerin sunulduğu bir sofrada bir araya gelerek, kültürler arası lezzet şölenine tanıklık etti.

Kadim Değerlerle Geleceğe Umut Taşıyan Bir Platform

Umutlu Gelecek Derneği, toplumun her kesimine dokunan projeleriyle; kadim değerleri bugüne taşıyan, kadınları ekonomik hayata katan ve dijital çağın gereklerine uygun vizyoner çözümler üreten bir yapı olarak öne çıkıyor.

Etkinlik, katılımcılara sadece lezzetli bir kültürel yolculuk değil; aynı zamanda sivil toplumun dönüştürücü gücü üzerine derin düşünceler sunan bir deneyim oldu.

UMAR’ın düzenlediği bu anlamlı etkinlik, İstanbul’un unutulmaya yüz tutan renklerini yeniden gündeme taşıyarak, kültürel diyaloğa katkı sağladı.

"Medeniyetler Sofrası, sadece yemeklerin değil, hikayelerin de buluştuğu bir şölendi. İstanbul’un çok kültürlü mirası, böyle etkinliklerle yaşatılıyor."



Toplantı sonrası Sürpriz gelişme UMAR Başkanı Füsun Türken Uysal’ın Doğum günü nedeniyle final etkinliğe renk katdı. Doğum günü pastası Başkan Uysal tarafından kesildi.

yilmazparlar@yahoo.com

23 Aralık 2024 Pazartesi

Elim Sende Vizyoner Kadınlar Platformu Toplantısı-Yılmaz Parlar





 

2025’in Gökyüzü Rehberi ve Önemli Uyarılar

Başkanlığını Fazilet Patır’ın yaptığı Elim Sende Vizyoner Kadınlar Platformu Toplantısında Ünlü Astrolog 2025 Yılını Değerlendirdi 

Güç Ve İlhamla Yeni Yıla Merhaba

Elim Sende Vizyoner Kadınlar Platformu, kadınların üretim gücünü ve girişimcilik yeteneklerini geliştiren, onların toplumsal hayatta daha fazla yer edinmesini sağlayan benzersiz bir organizasyon olarak dikkat çekiyor.

Platform, bugüne kadar düzenlediği etkinliklerle yüzlerce kadının iş dünyasına atılmasını desteklemiş, girişimciliği sadece kadınların değil, toplumun ortak bir değeri haline getirmeyi başarmıştır.



Kadınları ve erkekleri ortak bir vizyonda buluşturarak, eşitlik ve dayanışma temelli bir toplum hedefi için örnek teşkil eden platform, bu kez 22 Aralık 2024 Pazar günü Nakkaştepe Bridge Restaurant'ta bir araya geldi.

Platform Başkanı Fazilet Patır açılış konuşması;

Kadın Girişimciliği ve Toplumsal Dayanışma Vurgusu
“Kadın girişimciler, bugün buraya hayatın zorlu koşullarından ilham alarak, özveriyle ürettikleri ürünlerini sergilemek için geldiler. Her bir ürün, onların bireysel hikayelerini ve başarılarını yansıtıyor. Platformumuzda yan yana olmak; sadece kadın veya erkek değil, bir arada üretmek ve paylaşmaktır. Bugün burada bunu bir kez daha görüyor olmaktan gurur duyuyorum.”



2024’e Teşekkür, 2025’e Merhaba
“2024’ü geride bırakırken yaşadığımız zorluklar kadar şükredecek şeylerimiz de var. Bugün bu boğaz manzarasında buluşabiliyorsak, birbirimize destek oluyorsak, bunu da şükretmeye değer görüyorum. Yeni yıl için umudu, sevgiyi ve üretkenliği içeren bir başlangıç yapmak çok kıymetli.”

Kadın-Erkek İş Birliği ve Eşitlik Mesajı
“Platformumuzda Anadolu ve Avrupa Yakası'ndan eşit sayıda etkinlik düzenliyoruz. Bu, bizim eşitlik anlayışımızın küçük bir yansıması. Ancak kadın ve erkek birlikteliğini desteklemek, toplumsal kalkınmanın en temel gerekliliğidir. Bu bilinçle 2025 yılına daha büyük hedeflerle giriyoruz.”

Yaşanmışlıkların Değeri ve Geleceğe Bakış
“Bugün, dünyadan göçüp gittiğimizde geride ne bırakacağımızı düşünmek zorundayız. Toprağa bir ağaç mı bırakıyoruz, yoksa o ağacın köklerini mi kurutuyoruz? Bu soruların cevaplarını aramak, birey olarak hem kendimize hem topluma karşı sorumluluğumuzdur. Platformumuz bu değerlerle büyümeye devam edecek.”



Konukların ve Dayanışmanın Önemi
Toplantıya Türk Dünya İş Kadınları Platformu Kurucu Başkanı Gülnur Anlar Kamaşak ve eşi Osman Kalaşak’ın katılımı, etkinliğe ayrı bir anlam kattı. Patır, “Bu tür birliktelikler, enerjimizi artıran, dayanışmayı pekiştiren buluşmalar. Bugün burada yan yana olmak, geleceğe dair umutlarımızı ve hedeflerimizi paylaşmak için çok kıymetli” ifadelerini kullandı.

Kadınların potansiyelini ortaya çıkaran Vizyoner Kadınlar Derneği, hayatına dokunan hikayeleriyle ilham kaynağı oluyor. Konuk konuşmacı Türk Dünya İş Kadınları Platformu Başkanı Gülnur Anlar Kamaşak Kadının Gücü, Toplumun Geleceğidir dedi



Gülnur Anlar Kamaşak “Kadınlar Birbirinin Taçlarını Düzeltir”

Türk Dünya İş Kadınları Platformu Başkanı Gülnur Anlar Kamaşak, kadınların birbirine destek olması gerektiğine vurgu yaparak, “Kadınlar arasında kıskançlık gibi olumsuz duygulara yer yok. Özgüvenli kadınlar birbirlerinin taçlarını düzeltir. Başkalarının başarısını desteklemek, kendi başarımıza da güç katar,” ifadelerini kullandı.

Ailenin Gücü, Toplumun Gücü
Konuşmasında aile kurumunun önemine değinen Kamaşak, “Güçlü aileler, güçlü toplumları, güçlü toplumlar da büyük devletleri oluşturur. Aile, çocukların sevgi ve merhametle yetiştiği, bireylerin birbirine destek olduğu bir ortamdır,” Kendi ailesinden örnekler veren Kamaşak, anneliğin hayatındaki en değerli rol olduğunu belirterek, “Hayatta en çok anne olmayı sevdim,” dedi.



“Kadın, Toplumun Temelidir”
Kamaşak, kadının toplumdaki rolünü şu sözlerle özetledi: “Kadın, çocukları yetiştiren, topluma güçlü bireyler kazandıran temel unsurdur. Güçlü kadınlar, güçlü devletlere giden yolu açar. Kadının değeri ve gücü, toplumun geleceğini şekillendirir.”

Türk Dünya İş Kadınları Platformu’nun Misyonu

Türk Dünya İş Kadınları Platformu’nun başkanı olarak, iş dünyasındaki kadınların bir araya gelmesi ve dayanışma içinde olması için çalıştığını belirten Kamaşak, “Biz dernek değiliz, platformuz. Amacımız üyelerimizin bireysel başarılarını ve sosyal projelerini desteklemek. Yönetim kadromuzdaki kadınların her biri, kendi alanında çok başarılı hanımefendilerden oluşuyor,”

Sosyal Sorumluluk Projeleri ve İlham Veren Liderlik
Eğitim ve sosyal sorumluluk projeleriyle topluma katkı sağlamayı amaçladığını dile getiren Kamaşak, “Kadınlar, toplum için çalışmalı ve örnek olmalı. Çocuklara sevgi, merhamet ve bilgiyi aşılayarak güçlü bireyler yetiştirebiliriz,” dedi.



Astrolog Dilek Kuş Temir, 2025’in Gökyüzü Rehberi ve Önemli Uyarılar

“Gökyüzü Temizleniyor” Şükürle Başlayan Bir Yıl

Astrolog Dilek Kuş Temir, 2025 yılı değerlendirmesinde “Gökyüzünü temizleyen yağmurlar, barajlarımızı dolduruyor; şükürler olsun,” diyerek yılın başlangıcını maneviyatla harmanladı. Kuzey Ay Düğümü’nün geçişine vurgu yapan Temir, “Bu geçiş, ruhsallığı ve maneviyatı ön plana çıkarıyor. Hiçbir şey tesadüf değildir,” ifadeleriyle yeni dönemin derinliklerine ışık tuttu.

Mars Retrosu, Öfkeyi Kontrol Edin

Yeni yılın agresif enerjilerle başlayacağını belirten Temir, 25 Şubat’a kadar sürecek Mars retrosunun bireysel ve global anlamda krizlere zemin hazırladığını vurguladı. “Kavgadan uzak durun; öfkeyle hareket eden kaybeder. İyilik, yardımlaşma ve gönül vermek kazandırır,” dedi. Kız çocukları, yaşlılar ve kimsesizlere yardım edenlerin bu süreçte ödüllendirileceğini de sözlerine ekledi.

Merkür Retrosu ve Estetik Uyarısı

Mars retrosunun ardından başlayacak Merkür retrosuyla ilgili özellikle kadınlara uyarıda bulunan Temir, “25 Şubat’tan 10 Nisan’a kadar estetik girişimlerden uzak durun,” dedi. Aynı dönemde ekonomik hareketlilik öngören Temir, “Para piyasalarında dalgalanmalara karşı pozisyon alın, düşünerek hareket edin,” tavsiyesinde bulundu.

Cesaret ve Girişimcilik Yılı

Haziran ayında Neptün’ün Koç burcuna geçişiyle birlikte cesaret ve girişimciliğin ön planda olacağını ifade eden Temir, “Adil davranarak iş için koşanların yolları açık olacak,” dedi. Ancak global anlamda ekonomik krizin varlığına dikkat çeken astrolog, “Eylül sonrası nefes almaya başlayacağız. Yine de birlikte güzel işlere imza atarak bu süreci daha verimli geçirebiliriz,” ifadeleriyle umut dolu bir mesaj verdi.

Sağlık ve Maneviyat Dönemi

Sağlık sektöründeki düzenlemelere ve sağlık çalışanlarına yönelik yeni gündemlerin oluşacağını belirten Temir, “Hastaneler ve sağlık kurumlarında karmaşalar olsa da dil bilinciyle hareket edildiğinde olumlu sonuçlara ulaşacağız. Maneviyatımıza önem verelim, hızlı adımlardan kaçınalım,” dedi.

2025, Olumlu Düşünce Kazandırır

Dilek Kuş Temir, konuşmasını “2025, hem maddi hem de manevi anlamda dört dörtlük bir yıl olsun. Kalbinizi iyilikle doldurun, huzur ve neşe sizinle olsun,” dilekleriyle sonlandırdı.

Astrolojiye ilgi duyanlar için 2025 rehberi, hem bireysel hem de global boyutta dikkat edilmesi gereken enerjilerle dolu görünüyor.



Yasemin Conker, Kişisel Gelişim ve Kolajen Harmanıyla Yeni Bir Bakış Açısı

Hayata Yeniden Başlamak

Yazar ve aile danışmanı Yasemin Conker, hayatındaki olumsuzluklarla başa çıkarken fark ettiği bir gerçeği paylaştı: “Hayatta ne ararsanız onu yaşarsınız. İnsanlar yaşlandıkça çöküşe geçer sanıyordum, meğerse başka bir gerçeklik varmış.” Kendi kişisel yolculuğunu seminerler ve eğitimlerle dönüştüren Conker, bu süreçte keşfettiği yöntemleri topluma aktarmak için önemli bir misyon üstlendi.

Kişisel Gelişim ve Kolajenin Gücü

Conker, kişisel gelişim ile kolajenin birleştirilmesi gerektiğine inandığını belirterek, bu uyumun hem psikolojik hem de fiziksel sorunları çözebileceğini vurguladı. “Bu harmanı oluşturduk ve bir vakıf kurarak bu bilgiyi yaymak için çalışıyoruz,” diyen Conker, programlarla bireylerin zihinsel ve fiziksel dengelerine katkıda bulunmayı hedefliyor.

Dezavantajlı Gruplara Destek Çağrısı

Yasemin Conker, vakfının özellikle dezavantajlı kesimlere yönelik projeler geliştirdiğini ifade etti. Pandemi döneminde eğitmenler yetiştirdiğini belirten Conker, “Zihinlerini temizleyerek eğitim alan bu eğitmenler, şimdi başkalarına ışık tutuyor. Daha fazla projeyi hayata geçirmek için desteğinize ihtiyacımız var,” diyerek toplumsal dayanışma çağrısında bulundu.

“İyi ki Varsınız”

Konuşmasını dinleyenlere teşekkür eden Conker, “İyi ki geldiniz, iyi ki varsınız,” diyerek bireysel gelişim yolculuklarına katkıda bulunmanın mutluluğunu dile getirdi.

Yasemin Conker, hayatta yeni bir boyut keşfederek bireylerin zihinsel ve fiziksel sağlıklarına yönelik çözümler sunan bir lider olarak dikkat çekiyor. Vakfıyla daha fazla insana ulaşmayı hedefleyen Conker’in bu mesajı, toplumsal farkındalık yaratma yolunda önemli bir adım.



Acil İhtiyaç Projesi Vakfı, 35 Yıldır Yarım Milyon Hayata Dokunuyor

Odak Noktası, Tek Ebeveynli Aileler

Acil İhtiyaç Projesi Vakfı (AİP) Genel Müdürü Ebru Gültekin, 35 yıldır Türkiye'de yarım milyondan fazla insanın hayatına dokunan vakfın misyonunu anlattı. Vakfın odağında, genellikle babaların terk ettiği tek ebeveynli aileler yer alıyor. Gültekin, “Anneler ve çocuklarını, gıda yardımlarından burs desteğine, hatta ev kiralarının ödenmesine kadar her alanda desteklemeye çalışıyoruz,” dedi.

360 Derece Destek Yaklaşımı

Vakfın insana dair her alanda var olmaya çalıştığını belirten Gültekin, desteklerin sadece büyük projelerle sınırlı kalmadığını vurguladı. “Bir çocuğun doğum günü pastasını almak, hayatında ilk kez vapura binmesini sağlamak ya da bir kız çocuğunu tiyatroya götürmek gibi mikro düzeyde de yardım ediyoruz,” diye ekledi.

Herkese Katkı Çağrısı

Gültekin, bireylerin kullanmadıkları kitaplarını, kıyafetlerini veya bilgi birikimlerini bağışlayarak bu çabalara destek olabileceklerini ifade etti. “Herkesin katkısıyla daha fazla hayatı değiştirebiliriz. Küçük dokunuşların bile büyük etkileri olduğunu unutmayalım,” diyerek toplumsal dayanışmaya davet etti.

Acil İhtiyaç Projesi Vakfı, toplumun en kırılgan kesimlerine uzattığı yardım eliyle sadece maddi değil, manevi anlamda da destek sağlıyor. Ebru Gültekin’in çağrısı, bireylerin küçük katkılarla büyük farklar yaratabileceğini bir kez daha hatırlatıyor.



Kız Çocuklarını Koruma Derneği, Eğitim ve Destekle Geleceğe Umut Oluyor

Derneğin Amacı ve Misyonu

Kız Çocuklarını Koruma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Evren Pekgönenç Tosun, derneğin 1983 yılında Bahçelievler’de başladığı yolculuğunu anlattı. Dernek, korunmaya muhtaç kız çocukları ve genç kızlara yönelik burs, sosyal destek ve mentorluk hizmetleri sunarak, onların eğitim yoluyla hayatlarını yeniden inşa etmelerine yardımcı oluyor. Tosun, “Amacımız, çocuklarımızı eğitime yönlendirerek, kolay yollara sapmalarını önlemek ve onları geleceğe hazırlamak,” dedi.

18 Yaş Sonrası Destek Çok Önemli

Koruma altındaki çocukların devletin sağladığı imkanlarla büyüdüğünü belirten Tosun, 18 yaşını doldurduktan sonra mesleksizlik nedeniyle büyük zorluklarla karşılaştıklarını vurguladı. Bu nedenle dernek, kurum içi özel eğitimler ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birlikleri aracılığıyla çocuklara mesleki ve kişisel gelişim desteği sağlıyor.

Gönüllü Katılım ve Sıfır Eşya Desteği

Tosun, gönüllülerin dernek çalışmalarına katılmasının önemine dikkat çekerek, “Gönüllülerimizle, çocuklarımızın ihtiyaç duyduğu anlarda, hastaneden kaymakamlığa kadar her türlü desteği organize ediyoruz,” dedi. Ayrıca, kullanılmış eşyaların kabul edilmediğini belirterek sıfır eşya bağışlarının teşvik edilmesi gerektiğini ifade etti.

İş İnsanlarından Destek Çağrısı

Toplantıya katılan iş insanlarından olumlu geri dönüşler aldıklarını belirten Tosun, dernekle iş birliği yapmaya başlayan Amerikan İş Adamları Derneği üyelerine teşekkür etti. “Birlikte daha büyük farklar yaratabiliriz. Çocuklarımızın hayatlarına dokunmak için hepinizin desteğini bekliyoruz,” diyerek çağrısını sonlandırdı.

Kız Çocuklarını Koruma Derneği, zor durumda kalan genç kızlara umut ışığı olmayı sürdürüyor. Eğitim ve sosyal destek odaklı bu çalışmalar, çocukların geleceğe güvenle bakmasını sağlıyor.



El İşçiliğiyle Hayat Bulan Yılbaşı Hediyeleri

Elim Sende Vizyoner Kadınlar Platformu, yılbaşı öncesinde girişimci kadınlar Evreka’dan Sena Öksüz&Şükran Öksüz, Julien Home’dan Nihal karaman&Seval Ergin el emeği ürünlerini sergileme fırsatı sunarak benzersiz bir etkinliğe Katkı sağladılar.

Seramik objelerden ev tekstili ürünlerine kadar geniş bir yelpazede sunulan bu özel tasarımlar, geleneksel el işçiliğini modern estetikle buluşturuyor. Her biri bir hikâye anlatan seramik eserler ve özenle işlenmiş ev tekstili ürünleri, yalnızca birer hediye değil, aynı zamanda emeğe duyulan saygının bir ifadesi olarak öne çıkıyor. Yılbaşı ruhuna anlam katan bu ürünler, kendine özgü tasarımlarıyla göz doldururken, yerel kültürün zarif bir yansımasını da sunuyor.



Kadın Girişimcilerden İlham Veren Başarı Hikâyeleri, Platform çatısı altında yer alan girişimci kadınlar, yaratıcılıkları ve girişimcilik ruhlarıyla ilham kaynağı oldular.

Seramik sanatını ustalıkla icra eden kadınların ellerinden çıkan her parça, sanatın ve emeğin büyüleyici bir birleşimi. Ev tekstili alanında faaliyet gösteren girişimci kadınlar ise sabırla dokudukları hikâyelerini, zarif desenler ve benzersiz işçilikle anlatıyor. Yalnızca hediyelik eşya alışverişi yapmak isteyenler için değil, aynı zamanda kadınların ekonomik güce ulaşma mücadelesine destek olmak isteyenler için de eşsiz bir fırsat



Vizyoner Kadınlar Platformu hakkında biraz söz edersek;

Yardımlaşmayı ve dayanışmayı en güzel şekilde örneklendirirken, kadınların toplumdaki yerini öğrenmek için durmaksızın çalışıyor. Tüm bu çabalar, toplumumuza değer katan, güçlü bir kadın hareketinin temel taşlarını oluşturuyor. Kadınların üretimden sosyal sorumluluk projelerine kadar her alanda daha güçlü yer almasını sağlayan Elim Sende Vizyoner 

Platform sadece yerel değil, ulusal düzeyde etkili projeler geliştirerek, kadınların sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan güçlenmelerine önemli katkılarda bulunuyor. Her bir faaliyetiyle, toplumda kadınların rolünü güçlendirmeye yönelik farkındalık yaratmayı başarıyor.

Geleceğe dair umut verici hedefleri ve toplumda yarattığı pozitif etki ile Vizyoner Kadınlar Platformu gerçekten de ilham verici bir misyonu üstlenmiş durumda.

Dayanışma ruhunu da ön plana çıkarıyor. Yüzlerce gönüllü ve üyesiyle, ihtiyaç sahiplerine el uzatmanın yanı sıra eğitim programları düzenleyerek kadınların bilinçlenmelerini sağlıyor.

Vizyoner Kadınlar Platformu, organizasyonları aracılığıyla invovatif projeler geliştirerek, kadın girişimcilerin desteklenmesine yardımcı oluyor ve onlara yeni fırsatlar sunuyor.Kadınlar Platformu, bu yılın son toplantısında yine anlamlı bir mesaj verdi. 2024’e teşekkür ederek, 2025’e umut ve heyecanla başlayan bu topluluk, geleceğin daha eşitlikçi ve üretken bir toplum için öncü olmaya devam ediyor.

yilmazparlar@yahoo.com