24 Şubat 2024 Cumartesi

27. Avrasya Ekonomi Zirvesi Yine Mükemmel-Yılmaz Parlar





  

27. Avrasya Ekonomi Zirvesi Yine Mükemmel

WOW hotelde 21-22 Şubat 2024 tarihinde gerçekleşen Başkanlığını Dr. Akkan Suver’in yaptığı Türkiye'nin uluslararası alanda en önemli sivil toplum organizasyonlarından biri olan Marmara Grubu Vakfı (MGV) yine mükemmel zirveye imza attı.

27'ncisi düzenlenen Avrasya Ekonomi Zirvesine 44 ülkeden, 2’si aktif 22 Cumhurbaşkanı katılım gösterdi

Avrasya Ekonomi Zirvesi, her yıl düzenlenen ve Avrasya bölgesindeki ekonomik konuları ele alan önemli bir etkinlik. 27. Avrasya Ekonomi Zirvesi: Küresel Ekonomi ve İş Dünyasının Odak Noktası

 

İstanbul'da düzenlenen 27. Avrasya Ekonomi Zirvesi, 2 gün boyunca devam eden yoğun bir programla gerçekleşti. Zirve, küresel ekonomi ve iş dünyasının önde gelen isimlerini bir araya getirerek, bölgesel ve küresel ekonomik konuları ele aldı.

 Bölgesel ve küresel ekonomik aktörler arasındaki işbirliğinin ve iletişimin artırılması hedefi güçlü bir şekilde desteklendi.

Krizlerden İstikrara, Kapsayıcı Bir Dünya İnşa Etmek

"Krizlerden İstikrara, Kapsayıcı Bir Dünya İnşa Etmek" Marmara Grubu Vakfı (MGV) tarafından İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliğinin (İHKİB) desteğiyle düzenlenen 27. Avrasya Ekonomi Zirvenin ana temasıydı.

Zirveye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay, TBMM NATO Parlamenter Asamblesi (PA) Türk Delegasyonu Başkanı ve AK Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, İstanbul Valisi Davut Gül, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (KEİ) Genel Sekreter Yardımcısı ve Büyükelçi Merve Safa Kavakcı, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi (KEİPA) Genel Sekreteri Asaf Hajiyev, eski bakanlardan Ali Talip Özdemir ile çok sayıda elçi konsolos diplomatlar iş dünyasının önde gelen isimleri akademisyenler katıldılar.

Gelir cinsiyet eşitsizliği, küresel iklim değişikliği, savaşlar, göç, krizler ve birçok toplumsal olumsuzluklar görüşüldü.

Zirvede bölgenin ekonomi politikaları ve son dönemdeki reform çalışmaları ön plana çıktı. Zirvede, dijital ekonomi ve yapay zeka konuları da gündeme geldi.

Zirvede, Avrasya bölgesindeki ekonomik entegrasyonun önemi vurgulandı. Ülkeler arasında güçlü ekonomik ilişkilerin kurulması ve iş birliğinin artırılması gerektiği vurgulandı

Zirvede, teknoloji ve inovasyon alanındaki gelişmeler de konuşulan konular arasındaydı. Bu alanda iş birliği fırsatları ve ortak projeler üzerinde duruldu. İnovasyon merkezlerinin kurulması ve yeni teknoloji yatırımları teşvik edilmesi önerildi.

 

Avrasya bölgesindeki yatırım fırsatları da masaya yatırıldı. Türkiye'nin stratejik konumu ve ekonomik potansiyeli, yabancı yatırımcıların dikkatini çekti. Özellikle altyapı projeleri, lojistik sektörü ve turizm gibi sektörlerdeki fırsatlar konuşuldu.

 Günümüz dünyasında, geçen yıl Türkiye’deki yüzyılın depremi, savaşlar, çatışmalar, ekonomik durgunluklar gibi olumsuzların gergin bir durum yarattığını vurgulandı. İstikrarın sağlanması önerilerde bulunuldu.

 

Programda açılış konuşmacıları; Dr. Akkan Suver (Marmara Grubu Vakfı Başkanı, Mustafa Gültepe (TİM ve İHKİB Başkanı), Kubanıçbek Ömüraliyev (Kırgızistan Büyükelçi, Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri), Doç. Dr. Merve Safa Kavakcı (Türkiye Malezya Büyükelçi, KEİ Genel Sekreter Birinci Yardımcısı), Prof. Dr. Asaf Hajiyev (KEİPA Karadeniz Ekonomi İşbirliği Teşkilatı, Parlamenterler Asamblesi Genel Sekreteri), Davut Gül (İstanbul Valisi), Ersin Tatar (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı), Mevlüt Çavuşoğlu (Türkiye Dışişleri E. Bakanı) tarafından yapıldı.

 

Marmara Grubu Vakfı Başkanı Akkan Suver’in Zirve açılış konuşma özeti“Türkiye, savaş ve krizlere rağmen diyalog ve işbirliğini teşvik etmek amacıyla Ekonomi Zirvesi düzenliyor. Ülkenin stratejik coğrafi konumu, güçlü altyapısı ve dinamik işgücü, bölgenin parlayan bir yıldızı olmasını sağlıyor. Etkinlik, 27 yıldır aralıksız devam ediyor ve Türkiye'nin değerlerini yansıtmayı hedefliyor. Katılımcı ülkelerle ortaklıklar ve işbirlikleri kurularak, ortak çözümler aranıyor. Özellikle yarınki cumhurbaşkanları oturumunda, savaşlar, ihtilaflar ve krizler hakkında bilgi alınacak ve gezegenin geleceği için çözüm arayışlarına odaklanılacak. Avrupa Birliği'nin Akdeniz Çocukları Hareketi gibi önemli projelerde Türkiye'nin ortaklık rolü bulunuyor. Bu kapsamda, Filistin'deki öksüz çocuklara yönelik yapılan projenin imza töreni ve iyi niyet anlaşması bugün gerçekleştirilecek.”şeklindeydi.

İstanbul Valisi Davut Gül konuşmasında özetle “İstanbul'da düzenlenen bir etkinlik, farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan şehrin zengin kültürünü ve birlikte yaşama kültürünü vurguluyor. Etkinlik, herkesin güvende olmadığı durumlarda hiç kimsenin güvende olmadığı gerçeğini gözler önüne seriyor ve adil bir düzenin, barışın ve teröre karşı duruşun önemini vurguluyor. Değerli bürokratlar ve katılımcılar, geçmişte olduğu gibi bu süreçlere katkı sunarak olumlu değişimlere destek veriyorlar.” Dedi  katkı sunan herkese teşekkür etdi

Unesco bünyesinde Nobel Barış ödüllü başkanlığını Dr. Hong Tao-Tze’nin yaptığı Fowpal Dünya barış Gönüllüleri Grubun geleneksel ritueli MVG Başkanı Dr. Akkan Suver’e uygulandı.

Oturumun başlıklarında  “Avrasya ekonomi zirveleri hür bir platformdur” ve “İklim krizi, çevre ve enerji sorunları” Tüm sorunlar açıklandı. Çözümlenmeleri istendi.

Zirvenin odak noktalarından biri, Avrasya bölgesinin ekonomik potansiyelini artırmak ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek için stratejik ortaklıkların güçlendirilmesi oldu. Katılımcılar, bölgesel altyapı projeleri, ticaret anlaşmaları ve yatırım fırsatları gibi konularda görüş alışverişinde bulundular.

Özellikle enerji sektörü, zirvenin öne çıkan konularından biri oldu. Katılımcı ülkeler, enerji kaynaklarının arzı, dağıtımı ve ticareti konusunda iş birliği fırsatlarını değerlendirdiler. Bu bağlamda, yenilenebilir enerji projeleri ve sürdürülebilir enerji politikaları da tartışıldı.

Zirvenin bir diğer önemli gündem maddesi, dijital ekonomi ve teknoloji alanındaki iş birliği olanaklarıydı. Katılımcı ülkeler, dijital dönüşümün ekonomik büyümeye ve rekabet gücüne katkı sağlayabileceği konusunda fikir alışverişinde bulundular ve ortak projeler geliştirmeyi planladılar.

Ayrıca, zirve boyunca, Avrasya'daki ticaret ve yatırım ortamını iyileştirmek için düzenleyici reformlar ve ticaret kolaylığı önlemleri de ele alındı. Bu çerçevede, sınır ötesi ticaretin kolaylaştırılması ve ticaret engellerinin azaltılması için ortak çözümler arayışı içinde olundu.

Gala yemeği öncesi, İHKİB bünyesinde 31. Koza Genç 10 Moda Finalist  tasarımcıların yer aldığı moda defilesi katlımcıları büyüledi.

yilmazparlar@yahoo.com


  

20 Şubat 2024 Salı

Dedeman Hotel-Türk Hava Yolları'nın olduğu her yerde var olacağız-Yılmaz Parlar





  

Dedeman Hotel zincirinde Rota –Dünya Markası

 

Döneminde, şirketin gelecekteki büyüme stratejileri üzerinde çalışmalarıyla, Dedeman Hotelin başarılı bir ivme kazanmasını sağlayan,

uluslararası arenada tanınan bir marka haline getirme vizyonuyla çalışan, yenilikçi yaklaşımıyla dikkat çeken bir marka haline getiren, büyük bir değişim ve yenilenme sürecine giren tüm alanları modernize edien hotelin sektördeki konumunu güçlendiren, hotel müşterilerine unutulmaz deneyimler sunmaya devam ettiren, döneminde birçok başarıya imza atan, Dedeman Holding ortağı Banu Dedeman, şirket tarihinde ilk kez yönetim kurulu başkanlığı görevine profesyonel bir liderin atandığını, düzenlenen basın Toplantısıyla duyurdu.



 Bir hotel zincirinin marka olabilme ön koşullarına bakıldığında;

 Kusursuz Misafir Deneyimi: Her konaklama deneyimi, müşteri memnuniyetini ve sadakatini artırmalı,

Kaliteli Hizmet Standartları: Detaylara verilen önem, misafirperverlik ve her konuğa bireysel yaklaşım, Yüksek kalitede ve tutarlı hizmet sunulmalı

Benzersiz Kimlik, Benzersiz Konsept ve Tasarım: özel kılan, yenilikçi bir tasarım, markanın kendine özgü konsepti, tema veya felsefesi olmalı,

Güvenilirlik: Misafirlerin markaya güven duyması için güvenilir bir itibara sahip olunmalı,

İnovasyon: Sürekli olarak yenilikçi ve rekabetçi olabilmek için yeniliklere açık olunmalı,

Pazarlama ve Reklam: Marka bilinirliğini artırmak için etkili pazarlama ve reklam stratejileri uygulanmalı,

Sadakat Programları: Müşteri sadakatini artırmak için etkili sadakat programları sunulmalı,

Operasyonel Mükemmellik: Tüm hotellerde operasyonel mükemmellik sağlanmalı ve standartlar tutarlılıkla uygulanmalı,

Eğitim ve Gelişim: Personelin sürekli eğitimi ve gelişimi desteklenmeli ve teşvik edilmeli,

Sürdürülebilirlik: Çevresel ve toplumsal sorumluluklar ön planda tutularak sürdürülebilirlik politikaları benimsenmeli,

İyi İş İlişkileri: Tedarikçilerle, iş ortaklarıyla ve çalışanlarla sağlam ilişkiler kurulmalı,

Teknoloji Entegrasyonu: Yenilik ve modern teknoloji: Konaklama endüstrisinde modern teknolojinin kullanımı, Elektronik yönetim sistemlerinin, çevrimiçi rezervasyonun ve etkileşimli multimedya çözümlerinin varlığı, Müşteri deneyimini geliştirmek için teknolojiye yatırım yapılmalı ve sürekli olarak güncellenmeli,

Müşteri Geri Bildirimleri: Misafirlerin geri bildirimleri dikkate alınmalı ve sürekli olarak iyileştirme sağlanmalı,

Kriz Yönetimi: Beklenmedik durumlarda etkili kriz yönetimi stratejileri uygulanmalı

Toplumsal Katkı, Toplum Desteği ve Sosyal Sorumluluk:: Marka, topluma katkı sağlayan projelere ve sosyal sorumluluk faaliyetlerine destek vermeli ve katılmalı,

Kümelenme stratejisi: Bir hotel zincirinin dünyanın farklı coğrafi bölgelerinde gelişmesi ve lokasyonu, otelin tanınabilir bir dünya markası olmasına yardımcı olacaktır. Şeklinde özetlendiğinde Dedeman Ekibi Dedeman Grup ortağı, Banu Dedeman, Yönetim Kurul Başkanlığına atanan Ergün Demiray, Yönetim Kurul Başkan vekili Murat Özmestci, neler söyledi



Dedeman Otelleri: Türkiye'nin Turizmdeki Öncüsü

 2025 yılı sonuna kadar açılan ve imzalanan otel sayısını 100'e çıkarmayı ve 10 ülkede varlık göstermeyi planlıyoruz.

 Türk Hava Yolları'nın olduğu her yerde var olacağız

 Bu yıl Balkanlarda, 3-4 yıl sonra da ABD'de otel açmayı planlıyoruz. Türkiye'den ve dünyanın her yerinden yatırımcılarla iş birliği yapma vizyonumuzla ilerliyoruz.

 2024 yılına iki otel açılışı ve 6 yeni projeye imza atarak başladık

 Yıl başında Almatı ve Karabük'te otel açtık. Ocak ayında Sapanka'da, Şubat ayında Çanakkale ve Istrantsa'da otel sözleşmeleri imzaladık. 15 Şubat'ta Bakü, Batman ve Kemer'de bir günde üç sözleşme imzaladık. Antalya Kemer'de bulunan tesisimiz ile bayrağımızı yeniden dalgalandırıyoruz

 53 otelde hizmet veriyoruz.  ve yıl sonunda markaya katılan yeni otellerle birlikte 2.5 milyon misafiri ağırlamayı hedefledik.

 Sınırları yıkıyoruz, biz gençleşiyoruz, gençleri çekiyoruz. "Devlet çalışanları ve gazetecilere yüzde 25 indirim, 0-12 yaş arası çocuklara ücretsiz konaklama, 12-20 yaş arası çocuklara yüzde 30 indirim ve 20 yaş arası çocuklara yüzde 30 indirim sağlayacağız.

 Herkes yüksek eğitimli ama çalışacak insan bulamıyoruz. Yetenek havuzu oluşturmalıyız. Dedeman Akademi projesiyle bu sorunlara doğrudan çözüm sunacağız.



 Evcil hayvan otelleri açmayı planlıyoruz

 Halka arz konusunda ilerleme kaydettik. Yakın zamanda Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'na başvuruda bulunacağız.

 Benim en büyük sorumluluğum, büyük dedem Mehmet Kemal Dedeman ve dedem Murat Dedeman'ın vizyonunu 4. kuşakta da devam ettirmektir. Markamızı daha da geliştirmek için çalışıyoruz.

 Dedeman Akademiyle turizm sektörüne değer katacağız



 Basın Mensupların Sorularını cevaplama bölümünde sorumuz 

 Yerli hotel zincirleri neden dünya markası olamıyor ? Yerli otel zincirleri, Türkiye'nin turizm potansiyelinden doğan avantajlara sahip olmalarına rağmen neden dünya markası olamıyor?, Yerli hotel zincirlerinin küresel arenada başarılı olamama nedenlerin analizi.

 Verilen cevabın tarafımızdan algısı, Birinci neden, yeterli finansal kaynaklara sahip olmama durumudur. Yerli otel zincirleri, uluslararası rakiplere karşı rekabetçi performans ve dünya çapında tanınabilirlik kazanabilmek için ciddi yatırımlar yapmalıdır. Ancak, finansman konusunda sınırlı kaynaklara sahip olmak, büyüme ve gelişme fırsatlarının kısıtlanmasına yol açıyor.

 İkinci neden ise pazarlama ve markalaşmanın gecikmesidir. Uluslararası hotel zincirleri genellikle güçlü bir marka imajına sahiptir ve özellikleri tarafından ürün sembolü olarak algılanır. Ancak yerli otel zincirlerinin pazarlama ve markalaşma konusunda yeterli bir plana sahip olmaması, yaygın bir tanınırlık ve imaj oluşturabilme güçlerini kısıtlarlar.



 Üçüncü neden, kalite ve hizmet standartlarının eksiksiz bir şekilde tamamlanmasıdır. Uluslararası otel zincirleri genellikle yüksek standartlarda hizmet sunarak memnun etmeyi başarırlar. Ancak bazı yerli otel zincirleri hala kalite ve hizmet ayrıntılarındaki eksikliklerle karşılaşılabilir. Bu da müşteri açığı ve yerli hotellerin uluslararası arenada itibarını zedeler.

 Dördüncü neden, eksik eğitim ve işletme deneyimidir. Uluslararası otel zincirleri, genellikle uzun bir geçmişe ve deneyime sahip profesyonel bir yönetim ekibi tarafından idare edilir. Yerli otel zincirlerinin ise bu konuda daha az bilgi sahibi olması,

 Rekabet: Hoteller seyahat ve turizm sektöründe önemli bir rekabet içerisindedir. Dünya markası olmak için global rekabeti aşmak ve yavaş ancak sürekli bir büyüme sağlamak gerekmektedir. Bu, yerli hotel zincirlerinin küresel oyunculara karşı zorlu bir savaşla karşı karşıya kalmasını gerektirebilir.

 İnovasyon Eksikliği: Dünya markası olmak için sürekli olarak yenilikçi olmak ve müşteri ihtiyaçlarını karşılayacak yeni fikirler üretmek önemlidir. Yerli hotel zincirleri yenilikçilik konusunda bazen geride kalabilir veya bu konuda yeterince yatırım yapmamış olabilir.

 Kültür ve Dil Engeli: Kültürel farklılıklar ve dil bariyerleri, yerli hotel zincirlerinin uluslararası pazarda büyümesini de zorlaştırabilir. Yabancı turistlerin memnuniyetini sağlamak için yerli hotel zincirlerinin farklı kültürleri ve dilleri anlayabilmesi önemlidir.



 Türkiye turizminin önde gelen isimlerinden Dedeman Otelleri, sektördeki uzun geçmişi ve kaliteli hizmet anlayışıyla tanınıyor. Hem yerli hem de uluslararası turistlerin tercih ettiği Dedeman Otelleri, konforlu konaklama deneyimi ve misafirperverlikleriyle öne çıkıyor.

Dedeman Otelleri, Türkiye'nin farklı bölgelerindeki konumlarıyla zengin bir turizm yelpazesi sunuyor. Şehir otellerinden tatil köylerine, iş seyahatlerinden aile tatillerine kadar geniş bir müşteri kitlesine hitap ediyor. Her bir otelinde modern tasarımı, yüksek kalitede hizmeti ve sıcak atmosferiyle misafirlerine evlerini aratmayan bir konaklama deneyimi sunmayı hedefliyor.

Türkiye'nin turizm potansiyelini en iyi şekilde değerlendiren Dedeman Otelleri, sadece konaklama hizmeti sunmakla kalmıyor, aynı zamanda çevresel ve sosyal sorumluluklarını da önemsiyor. Sürdürülebilirlik ilkesini benimseyen otel zinciri, çevreye duyarlı uygulamalarıyla örnek oluyor ve toplumsal fayda projelerine destek veriyor.

Dedeman Hotelleri, sektördeki lider konumunu korumak için sürekli olarak yenilikçi ve kaliteli hizmet anlayışını sürdürüyor. Müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmayı amaçlayan otel zinciri, misafirlerine unutulmaz bir konaklama deneyimi sunmak için çalışmalarına devam ediyor.

Türkiye'nin turizm sektöründeki önemli oyuncularından biri olan Dedeman Otelleri, sunduğu kaliteli hizmetler ve misafirperverliğiyle her geçen gün daha da büyüyor ve sektördeki liderliğini pekiştiriyor.

Bizde Dedeman Hotel zincirinin Dünya markası olma vizyon ve misyonuna inanıyoruz.

 yilmazparlar@yahoo.com

19 Kasım 2023 Pazar

ETMD Özgür Demirtaş'ı Dinledi-Yılmaz Parlar





  ETMD Özgür Demirtaş'ı Dinledi

Elektrik Tesisat Mühendisleri Derneğin (ETMD) 14. Geleneksel Gecesi



Sektördeki uzmanları bir araya getirerek elektrik tesisatı alanında bilgi paylaşımını teşvik eden bir kuruluş olan ve mesleki gelişimi desteklemek amacıyla çeşitli eğitim programları ve seminerler düzenleyen Elektrik Tesisat Mühendisleri Derneği (ETMD), sektördeki profesyoneller arasında ağ oluşturmayı ve bilgi alışverişini yakınlaşmayı artırmayı amaçlamak amacıyla düzenlediği geleneksel gecesinin 14.ncüsünü, Çiftehavuzlar Büyük Kulüp’te gerçekleştirdi. Sektöre yönelik en güncel bilgilere erişim sağlamak ve mesleki ilişkileri güçlendirmek amacıyla konuk konuşmacı olarak ünlü ekonomist Prof. Dr. Özgür Demirtaş'ı ağırladı. 




Açılış konuşmasını, kusursuz liderlik becerileri ve sağlam bir vizyon ile donanmış bir öncü olan önceki dönem Yönetim Kurulu Başkanı ve onursal Başkan Mustafa Cemaloğlu gerçekleştirdi.

Dernek kuruluşun misyonunu belirleme ve bu doğrultuda etkili stratejiler geliştirme konusundaki kararlılığıyla tanınan, sadece mevcut sorunlara değil, aynı zamanda gelecekteki zorluklara karşı da vizyoner bir bakış açısı sunarak, kuruluşun sürdürülebilir büyüme ve etki yaratma potansiyelini artırmış Başkan Mustafa Cemaloğlu veda konuşması niteliğindeki duygulsal sözler ile hitap etdi.



İstanbul dışından gelen temsilcilere ve üyelere katılımlarından duyduğu memnuniyeti her zamanki samimi hiperaktif tutumuyla teşekkürleriyle ifade etdi. Yönetimi genç ellere teslim etmekten dolayı daha güçlü bir STK olacağını vurguladı. Yeni Başkan Cemil Topak’ı sahneye konuşması için davet etdi.

ETMD Başkanı Cemil Topak Derneğin ismini ETMD Kalacak şekilde Elektrik Mühendisleri Derneği olarak değişeceğini bildirdi. Üyelik şartından 5 yıllık deneyimin kaldıracaklarını, sık toplantılarla konuk konuşmalarla mühendislerinin ilişkili konularla bilgi düzeyini artırmak gibi faaliyet yürüteceklerin altını çizdi.

Altın, Platin ve Gümüş Sponsorlara teşekkür plaketleri verildi. Plaketlerin takdimi Efsane Başkan  Mustafa Cemaloğlu ve Genç ve Dinamik yeni Başkan  Cemil Topak tarafından yapıldı.



Üyelerinin yoğun ilgisiyle karşılanan Prof. Dr. Özgür Demirtaş hiperaktif konferansıyla dolar endeksine odaklanmak oldukça önemli olduğunu açıklayarak çok basit ifadelerle ekonomi analizini geniş bir ufuk turu attırarak ifade etdi.

Özgür Demirtaş “Üç temel ilkeye vurgu yapmak önemlidir: para, faiz ve tüm dünyadaki para miktarları.”



Demirtaş'ın vurguladığı önemli konulardan biri para. Para, ekonominin temel taşıdır ve tüm dünya genelindeki para miktarları ekonomik dengeyi etkiler. Son dönemde, küresel para arzındaki artışlar ve merkez bankalarının para politikalarındaki değişiklikler, ekonomiler üzerinde geniş kapsamlı etkilere yol açmıştır.



Merkez bankasının para politikalarındaki değişiklikler, piyasalarda belirleyici bir faktör haline gelmiştir. Öte yandan, küresel ekonomik faktörler de Amerikan ekonomisini etkilemeye devam ediyor. Ticaret dengesizlikleri, uluslararası ilişkiler ve enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar, Amerika'nın ekonomik görünümünü şekillendiren unsurlar arasında yer alıyor.

Faiz oranları ekonomik kararlar üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Faiz oranları, borçlanma maliyetini ve tasarruf yapma motivasyonunu etkileyerek yatırımlar, tüketim ve enflasyon üzerinde doğrudan bir etki yaratır. Demirtaş'ın belirttiği gibi, faiz oranlarındaki değişiklikler ekonomik istikrar üzerinde derinlemesine etkiler bırakabilir.



Tüm dünyadaki para miktarları ekonomik dengeleri etkiler. Küresel ticaret, para birimleri arası ilişkiler ve uluslararası finansal piyasalardaki olaylar, dünya genelindeki para miktarlarını etkileyerek ekonomik gelişmeleri belirler. Demirtaş'ın analizine göre, küresel para dinamikleri, uluslararası işbirliği ve rekabetin önemli bir parçasıdır.

Özgür Demirtaş'ın ekonomideki üç temel ilkeye dikkat çektiği analizinde, para, faiz ve tüm dünyadaki para miktarları arasındaki kompleks ilişkilerin anlaşılması, ekonomik kararlar alırken önemli bir rol oynamaktadır. Bu unsurların birbiriyle etkileşimi, ekonomik hareketlilikleri ve gelecekteki ekonomik gelişmeleri anlamak adına kritik bir konudur.



Verdiği örneklerle faiz ve enflasyon ilişkisini mükemmel bir şekilde analiz eden Demirtaş’ın sonuç yorumları Bakan Mehmet Şimşek’in izlediği Ortodoks politika devam ettiği takdirde öngörüsü 2024 Mayıs ayı sonrasında iyileşme başlıyabilir. “Enflasyon Sebep Faiz Sonuç” birkaç kez hiperaktif şekilde tekrarlatdı. Tabi bizim gibi ekonomi sisteminin oturmamış ülkelerde aslında Sistem sebep demek daha derin tespit olur.

Sonuç olarak Geleneksel ETMD  gecesi mükemmel bir bilgi edinme etkinliğine imza atdı.

yilmazparlar@yahoo.com


KKTC Kuruluş 40. Yıl Dönümü-Yılmaz Parlar





 KKTC  Kuruluş 40. Yıl Dönümü


15 Kasım 1983 tarihinde ilan edilen bağımsızlıkla kutlanan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) 40. yıl kuruluş yıldönümü, ve 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı, KKTC İstanbul Başkonsolosluğu tarafından Conrad İstanbul Hotel’de düzenlenen resepsiyonla kutlandı.




Türk milletinin Kıbrıs'taki varlığını güvence altına alma ve adadaki Türk toplumunu koruma amacını taşıyan önemli bir dönemeç olan KKTC'nin kuruluş Törenine, KKTC İstanbul Başkonsolosu Fatma Demirel, İstanbul Valisi Davut Gül, İstanbul Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek, 1. Ordu ve İstanbul Garnizon Komutanı Orgeneral Ali Sivri, İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, Kıbrıs gazileri, güvenlik, kamu, iş, siyaset, sivil toplum kurumları ve medya alanlarından çok sayıda davetli katıldı.




Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından KKTC İstanbul Başkonsolsosu Fatma Demirel ile İstanbul Valisi Davut Gül konuşma özeti;

1983 yılında KKTC'nin bağımsızlığını ilan etmesiyle, Kıbrıs sorununun bir boyutunu daha belirgin hale getirmiştir. Bu tarihsel adım, adadaki etnik Türk nüfusunun kendi kaderini tayin etme hakkını savunma noktasında büyük bir öneme sahiptir. KKTC'nin bağımsızlık ilanı, Türk halkının adadaki varlığını sürdürme iradesini vurgulamıştır.



KKTC'nin kuruluş yıldönümü aynı zamanda uluslararası ilişkilerde önemli bir konu olarak da öne çıkmaktadır. Kıbrıs sorununun devam eden müzakerelerinde, KKTC'nin bağımsızlık ilanı ve bu ilanın meşruiyeti sürekli olarak ele alınan konulardan biridir. KKTC, uluslararası alanda tanınmış bir devlet olmamakla birlikte, bağımsızlık ilanının ardından kendi yönetimi ve kurumlarıyla varlığını sürdürmekte kararlıdır.


Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluş yıldönümü, adanın tarihinde önemli bir dönemeçtir. Türk milletinin adadaki varlığını sürdürme ve kendi kaderini tayin etme iradesini simgemektedir.


İstanbul Valisi Davut Gül "Bu coğrafyada güçlü olmadan ayakta kalma ihtimaliniz yok. Nereden anlıyoruz, Bosna'dan anlıyoruz, Karabağ'dan anlıyoruz, Filistin'den anlıyoruz. Bu coğrafyada devlet kurmak yetmiyor. Bu coğrafyada toprağın sizin olması yetmiyor. Güçlü bir ordunuz yoksa, güçlü bir milletiniz yoksa, ekonomik olarak güçlü değilseniz, hele hele KKTC ölçeğinde baktığımızda Türkiye Cumhuriyeti gibi yanınızda size yarenlik eden bir devletiniz, garantörünüz yoksa maalesef ananızın ak sütü gibi size helal olan toprakları size yar etmezler. O açıdan Türkiye Cumhuriyeti'nin bu desteğiyle KKTC'nin bu bilinciyle inşallah nice yıllarını göreceğiz."dedi

KKTC İstanbul Başkonsolsosu Fatma Demirel "Türkiye Cumhuriyeti, soydaşlarını kurtarmak için 20 Temmuz 1974'te silahlı kuvvetlerini adaya göndererek barışı tesis etmiştir. O gün bugündür iki taraf arasında süregelen görüşmelerde ortak bir zemin arayışı sonuç vermemiştir. Çünkü masadaki iki taraftan birisi haksız bir şekilde devlet olarak, diğeri ise toplum olarak muamele görüyor. Davalarımızı anlattığımız her platformda haklarımız teyit edilmekte, en çok da ülkemize uygulanan kısıtlamaların yersizliği dile getirilmektedir. Ancak çözüm bulma ve haksızlıkların giderilmesi noktasında elle tutulur ilerleme gerçekleşmemektedir."açıklamalarda bulundu.




1983 yılı, Kıbrıs adasında tarihi bir anın yaşandığı yıl olarak kayıtlara geçti.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), 15 Kasım 1983 tarihinde bağımsızlığını resmi olarak ilan etti. Bu adım, adadaki uzun süren siyasi çekişmelerin ve müzakerelerin ardından geldi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bağımsızlık ilanının kökeni, 1974 yılında gerçekleşen Kıbrıs Barış Harekâtı'na dayanmaktadır. Bu harekât, adadaki Türk ve Rum toplulukları arasındaki gerginliği sonlandırmayı hedeflemiş ancak adanın bölünmesine yol açmıştı. 1983 yılında KKTC'nin bağımsızlık ilanı, bu bölünmeyi resmi bir statüye kavuşturarak Türk kökenli topluluğun bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürmesine olanak tanıdı.

Ancak, KKTC'nin bağımsızlık ilanı uluslararası alanda tartışmalara neden oldu. Birleşmiş Milletler ve birçok ülke, KKTC'nin bağımsızlığını tanımadı ve bu adımı kınadı. Bu durum, adadaki siyasi ve diplomatik gerilimleri daha da derinleştirdi.

Bağımsızlık ilanının ardından KKTC, kendi siyasi, ekonomik ve kültürel kimliğini inşa etmeye yönelik adımlar attı. Yeni kurulan devlet, uluslararası tanınma eksikliği ile mücadele ederken, içeride ise demokratik kurumlarını güçlendirmeye ve ekonomisini geliştirmeye odaklandı.

Uluslararası alandaki tepkilere rağmen, KKTC'nin bağımsızlık ilanı, adadaki etnik gruplar arasındaki ilişkileri şekillendiren önemli bir kilometre taşı oldu. Günümüzde bile devam eden Kıbrıs sorunu, adanın geleceği konusundaki belirsizlikleri sürdürmektedir. KKTC, bağımsızlık ilanı sonrasında edindiği kimliğiyle siyasi ve ekonomik olarak varlığını sürdürmeye çalışmaktadır. Ancak, Kıbrıs adası genelindeki çözümlenmemiş konular, bölgede hâlâ devam eden diplomatik gerginliklere neden olmaktadır.


yilmazparlar@yahoo.com