siyaset etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
siyaset etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Eylül 2022 Cuma

Ukrayna Bağımsızlık Günü -Yılmaz Parlar





 Buruk Ancak Onurla Kutlanan Bağımsızlık Günü

Ukrayna Bağımsızlık Günü 

Özgürlüğün olmadığı yerde vatan da yoktur

Tüm dünyada fiyatı olmayan Anavatanı için savaşan, uygar bir insanın ilk erdemi olan vatan sevgisi, ruhlarında uyum ve özgürlük sevgisi hüküm süren Ukraynalılar, Bağımsızlık Günü'nü kutlama konusunda büyük bir coşku dile getirdiler. Cesaretleri ve özgürlüğe bağlılıklarıyla Dünyaya ilham verdiler…



Ukrayna İstanbul Başkonsolosluğu 24 Ağustos Ukrayna Bağımsızlık Günü kapsamında 21 Eylül 2022 Çarşamba günü Yenibosna Pulman Hotelde bir resepsiyon verdi.

Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskyi Eşi Ludmila Nedilskyi konukları karşıladılar. Etkinliğe Başda Ekümenik Patrik I. Bartholomeos, İstanbul yabancı Konsoloslar ve temsilcileri, iş,siyaset dünyası önemli isimleri olmak üzere Ukrayna vatadaşları katıldılar.



Şehitlere saygı duruşu ve iki ülkenin Milli marşları çalınması sonrası Igor Pasynchuk’un sunuculuğu üstlendiği program başladı. Kısa bir gece tanıtım konuşmasında sonra Igor Pasynchuk açılış konuşması için Başkonsolos Roman Nedilskyi’yi davet etdi.

Başkonsolos Roman Nedilskyi “Bu mesajımız dünyaya bir mesajdır; Yüce Ukrayna’dan başları dimdik tutan Ukrayna’lıların mesajıdır.” Dediği için konuşma metnini tam veriyoruz.



Başkonsolos Roman Nedilskyi “Nerede olursak olalım, nerede yaşarsak yaşayalım, Ukraynalı olduğumuzdan ve ülkemizi canımız pahasına savunmaya hazır olduğumuzdan sonsuz gurur duyuyoruz.


Bazıları, bu yılın Şubat ayında, Ukrayna'nın 72 saat, 48 veya belki de 24 saat içinde düşeceğini düşünüyordu. Hayır... Düşmanın gözlerine bakmaktan korkmadık.



Boyun eğmeyen Ukrayna halkı, bu adaletsiz, kanlı, terör savaşını zaten kazandı. Tüm dünya Ukrayna'yı, bizim cesaretimizi ve kahramanlarımızı tanıdı. Gelişen ülkemizde özgürce bağımsızca yaşamak arzumuz ve hakkımızda hiçbir şüphe yoktur. 


Ukrayna kendini bağımsız bir devlet olarak dünyaya tanıttı; Ukrayna markası özgürlük için mücadelenin sembolü haline geldi.


Topraklarımızı çok yakında işgalcilerden temizleyeceğimize ve hiç kimsenin bir daha aklında bile olsa Ukrayna'nın iradesine ve özgürlüğüne tecavüz edemeyeceğine izin vermeyeceğimize inanıyoruz. 

Ukrayna'nın geçici olarak işgal edilen Kırım'ımıza, Kherson'a, Donbass'a tüm bölgelerimize çok yakında Ukrayna devlet bayrağını dikeceğiz. 


Buça ve Irpin, Izyum ve Mariupol’daki kurbanlar, Ukrayna’lıların durdrulamayacağı, aksi takdirde bizi yok edeceklerinin apaçık bir göstergesidir. 


Düşmanımız, Ukrayna halkının soykırımını gerçekleştirmeyi hedefleyip terör ve kanlı yöntemlerle sadece insancıl hukuku ihlal etmekle kalmıyor, aynı zamanda insanlık dışı ve insanlık kavramının ötesindedir. İşkencelere maruz kalan siviller, öldürülen çocuklar, yok edilen kritik altyapımız, bütün bunlar sadece savaş hareketlrinin sonuçları değil, bunlar Ukrayna’yı ve Ukrayna’ya ait her şeyin bilerek bitirmesidir. 



Bu nedenle, Zafer tek seçeneğimizdir; düşmana karşı bir zafer, iyi ile kötü arasındaki mücadelede karanlığa karşı aydınlığın zaferidir. 


Türkiye’nin Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, tüm Yüce Türk Milletine, belediyelerin yetkililerine ve Ukrayna toplumuna desteklerinden dolayı teşekkür etmek istiyorum. 


Ekümenik Patrikhane'nin ve Ekümenik Patrik Bartholomew Hazretleri'nin desteği bizim için çok önemlidir. "Sizinle birlikteyiz, sizin için dua ediyorum" - Ekümenik Patrik Hazretleri'nin bu sözleri savaşın ilk günlerinden Zaferimize kadar yüreklerimize kazınmıştır! 


Sayın meslektaşlarım, İstanbul'da görevli Başkonsoloslarım, dostlarım! Savaşın ilk günlerinde ülkemi, beni ve meslektaşlarımı desteklediniz. Karadeniz Ekonomik İş Birliği Örgütü (KEİ) Genel Sekreteri Büyükelçi Sayın L. Comanescu'ya ve bu uluslararası örgütün Sekreteryasına yapıcı işbirliği için teşekkür ederim.


Destekleriniz için herkese teşekkür ederim! Gelecekte de Ukrayna'yı desteklemeye devam etmenizi çağırıyorum. Sizlerden en çok beklediğimiz budur! 


Ukrayna bugüne kadar topraklarının 3.000 km'den fazlasını kurtardı, karşı saldırı başarıyla devam ediyor. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri ve Ukrayna halkı, dünyaya kahramanlık destanı, profesyonellik, demokratik değerlere ve özgürlüğe bağımlılığı göstermektedir. 



Ancak bugün itibariyle, nihai zaferimiz için, ortak zaferimiz için sürekli desteğinize ihtiyacımız var. Çünkü Ukrayna'daki savaş, dünya düzenine ve küresel güvenlik sistemine büyük bir tehdit oluşturmaktadır. İşgalcilere gerekli yanıtı birlikte vermeliyiz ve veriyoruz; çünkü insanlık, dökülen her damla kanın, kaybedilen her yaşamın değerini biliyor. Ukrayna'nın zaferinden sonra, dünya güvenliğini sağlamak ve trajedinin tekrarlanmasını engellemek için tüm hataları dikkate alarak uluslararası mekanizmalar üzerinde çalışmaya devam etmeliyiz. Çocuklarımız savaşların trajedilerine tanık olmayı hak etmiyor. Onlar uğuruna bunu değiştirmeliyiz. 


Ukrayna'nın zaferine inanıyoruz! Direniyoruz ve düzeni koruyoruz!

Yaşasın Ukrayna – Slava Ukraini!” sözleri sonrası yardım amaçlı piyano ve keman konser dinletisinin ardından Geleneksel Bağımsızlık kutlama Pastası Başkonsolos Roman Nedilskyi Eşi Ludmila Nedilskyi tarafından kesildi.


Resepsiyondaki foto sergileri ilgiyle izlendi. Genelde bayan askerlerin çoğunluğu olan Ukrayna ordusu aslında zarifliği, barışı temsil eden resim ilgimizi çekdi. Konukları görüntüledik.

Nadya Yaşenko bize Yenibosna Pulman Hotel sahibi eski İSTTA İstanbul Turizm Derneği Başkanı, Yönetim Kurul üyesi Bülent Saruhan Saraylı’yı Savaş dolayısıyla aileleriyle Türkiye’ye sığınan 500 kişiyi 6 ay boyunca Konaklandırdığı Günde üç öğün yemek yedirdiğini ve bazı Hastane gibi masrafları karşıladığını söylediğinde inanılmaz takdir ve saygımız kazandırdı. F/B Manager Okan Gül’ü yanımıza çağırdı. Okan Gül bize insanlık gereği ellerinden geleni yaptıklarını mütevazi bir şekilde dile getirdi.


Ülke 1991 yılında bağımsızlığını kazanmış olsa da, Rusya ülkeye saldırmaya devam ettiği için hala tam bağımsız değil. Rusya, Ukrayna demokrasisini baltalamak için elinden geleni yapıyor. Ancak Ukrayna vatandaşları, güçlerini yeniden kazanmak için çeşitli risklere rağmen. ”Özgürlüğün olmadığı yerde vatan da yoktur” diyerek kahramanlar yaratıyor.



Ukrayna Bağımsızlık Günü Tarihi


Sovyetler Birliği 1990'larda dağıldı ve 16 Temmuz 1990'da Ukrayna hükümeti devlet egemenliğini ilan etti. Bir yıl sonra, 16 Temmuz Ukrayna Bağımsızlık Günü olarak onurlandırıldı. Ağustos 1991'de Sovyetler Birliği'nde komünist yönetimi yeniden kurmak için bir darbe oldu, ancak başarısız oldu. Darbe girişimi sonucunda Sovyet hükümetine dönüş korkuları arttı ve halk milletvekilleri Ukrayna bayrağını Verkhovna Rada'nın oturum salonuna getirdiler. 24 Ağustos'ta Ukrayna parlamentosu Ukrayna Bağımsızlık Yasasını kabul etti ve Verkhovna Rada'nın binasında sarı ve mavi bir bayrak belirdi.

Ukrayna bayrağının derin bir tarihi geleneği vardır. 20. yüzyılda, 1917 ve 1920 yılları arasında Ukrayna Halk Cumhuriyeti'nin ulusal bayrağı haline geldi, ancak Sovyet rejimi altında yasaklandı ve bağımsızlık hareketinin bir sembolü haline geldi. Deklarasyonun koşulu, 1 Aralık 1991'de ulusal bir referandumun yapılması gerektiğiydi ve Ukrayna'nın doğu ve batı olarak ikiye ayrılabileceğine dair korkular vardı. Seçmenlerin %80'inden fazlası bağımsızlık lehinde oy kullanırken, %92'si evet oyu kullandı. Haziran 1992'de parlamento yasama değişikliği için oy kullandı ve 16 Temmuz'un yerini Ukrayna'nın Bağımsızlık Günü olarak 24 Ağustos aldı


 Kaderi zor ülke olan Ukrayna’nın Bağımsızlık Günü kutlu olsun diyoruz.

yilmazparlar@yahoo.com

22 Temmuz 2022 Cuma

KKTC 20 Temmuz “Özgürlük Bizim Karakterimiz”-Yılmaz Parlar





 KKTC 20 Temmuz “Özgürlük Bizim Karakterimiz”

Türk Ulusunun Barış ve özgürlük için verdiği mücadelenin sembolü olan 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı 48'inci yıl dönümü münasebetiyle Yıldız Park, Çadır Köşkde verilen resepsiyonda, KKTC İstanbul Başkonsolosu Seniha Birand Çınar yaptığı konuşmasının bir bölümünde geçirdiği, Atatürk’ümüzün vecizesi “Özgürlük Bizim Karakterimiz” sözüyle günün mana ve öneminin özünü dile getirdi. 




Vatan parçası Kıbrıs, 1571 tarihinden önce; Donanmamızın, ticaret gemilerimizin, Akdeniz’de açılmasını engellemeye çalışan, taciz eden, soyan, yakan, Korsan Adası olarak ismi geçen, Kıbrıs’ın kıyılarında yerleşen korsanlar için Kıbrıs’a sefer düzenlenerek ve 80.000 şehit verilerek 1571 de Venediklilerden alınmıştı.



1571 den beri Türklüğünü kaybetmeyen var olma ve yaşam mücadelesi veren Kıbrıs Barış Harekâtına kadar, her gece diken üzerinde yatan Kıbrıslılar 20 Temmuz 1974 yılına kadar çok sancılı günler geçirdi. 


20 Temmuz, zulme son verilen, Kıbrıs Türk halkının istiklalini kazandığı ve adaya barışın geldiği kurtuluş günüdür. Kıbrıs Türk’ünün dayanışması ve mücadele ruhunun canlandırıldığı gündür, Türkiye ile sağlam bağların pekiştirildiği gündür, Tüm Dünya’ya Kıbrıs Türk’ünün Türk halkının duruşunu gösterme günüdür. Yiğitlik destanı yazanların günüdür. 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı Kıbrıs Türklerinin gerçek bir soykırımdan Kurtarılarak yeniden hayat buldukları gündür.


 

Bugün Yavru Vatan, Ana vatan dan sonra Mavi Vatan şeklinde birlikteliğimizi ifade eden kavramdan söz ederken, Bölgede bulunan doğalgaz rezervleri ile yeniden dünya gündemine oturan Kıbrıs ve Türkiye için Mavi Vatan oluşumu özgürlük sayesindedir.

Mavi vatan, Doğu Akdeniz’deki Kıbrıs adası etrafında eşit hak sahibi olunan doğal kaynaklara Anavatan Türkiye ile birlikte sahip çıkma kararlığı, bağları kuvvetlendiren, ulusal çıkarların korunmasında, hak ve hukukun müdafaasında çok önemli bir stratejik boyut kazandırdı. 

Özetle; Eğitimli, zeki, karakterli, çalışkan, Ana vatanına bağlı Kıbrıs Türkünün özgürlüğünü, haklarını koruma mücadelesi verme kararlılığını hukuku tanımıyan ülkelere bildirme günüdür 20 Temmuz.. 



20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı'nın 48. Yıldönümü vesilesi ile Yıldız Parkı Çadır Köşk'te, KKTC İstanbul Başkonsolosu Seniha Birand Çınar ile Kıbrıs Türk Kültür Derneği Başkanı Zehra Bilge Eray'ın Ev Sahipliğinde bir resepsiyon düzenlendi.

Gerçekleşen Resepsiyona 1 Ordu Komutanı Korgeneral Kemal Yeni başda olmak üzere yüksek rütbeli, Generaller, Amiraller, subaylar, Türkiye Muharip Gaziler Derneği İstanbul Şubesi Dernek Başkanı Gazi Ahmet Kendigel ve Gaziler, Türk-Kuzey Kıbrıs Türk Ticaret Odası Derneği (TKKTTOD) Başkanı  Prof. Dr. Uğur Özgöker başda olmak üzere STK Başkanları, Temsilcileri, İstanbul ilçe Belediye Başkanları, seçkin davetliler katıldılar.



Hiç tereddüt etmeden mücadelede canlarını ortaya koyan aziz şehitlere, Atamıza saygı duruşu ve İstiklal marşı sonrası, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar mesajıyla, Türk Kültür Derneği Başkanı Zehra Bilge Eray, KKTC İstanbul Başkonsolosu Seniha Birand Çınar ve İstanbul Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek yaptıkları konuşmalarıyla, Kıbrıs’ın tarih derinliklerinden günümüze acılı tarihi gözler önüne sererek ufuk turu atdırdılar. Şehit ve Gazilere sevgi, saygı, minnet ve şükran ifadeleri dile getiren konuşma yaptılar

KTKD İstanbul Şubesi Yönetim Kurul Başkanı Zehra Bilge Eray, mutlu barış Harekatının neden yapıldığını anlamak, anlatmak, ve unutmayıp unutturmamak için 1974 öncesi Kıbrıs’ta yaşananları Hafızaları tazeleyen tarihi bilgileriyle konuşma yaptı…



 

Konuşma özetle;

1571 Yılında  Osmanlı İmparatotluğu Tarafından  Fethedilen, Türk vatanı olan Kıbrıs, Osmanlı imparatorluğunun  zayıflaması sonucu 1878 de İngiliz sömürge idaresine geçmesi,

Rumların  İngiliz sömürge yönetimine ve İngilizlere saldırılarda bulunmaları, Asıl hedeflerinin planlarının ENOSİS için en büyük engel olarak gördükleri  Kıbrıs ‘taki Türk toplumu katledilmesi, İngilizleri adadan kovmak ENOSİS’ i  ilan etmeleri,  

1950 li yıllarında dünya devletlerinin gözü önünde devam eden saldırıları, 

1 Nisan 1955 yılında Tethiş örgütü EOKA yı  kurarak saldırılarına başlaması,   

1957-1958  yıllarında arttırılarak adada Türkler için  yaşam şartları dayanılmaz hale gelmesi,

1959-1960 Londra ve Zürih antlaşmaları sonunda 1960 yılında  Türklerin ve Rumların aynı hakları kazandığı bağımsız KIBRIS Cumhuriyeti Kurulması,

1960 yılı Barış yılı olması,

21 Aralık 1963 akşamı Akridas Katliam planını uygulamaya başlamaları,

1963-1974 arasında 11 yıl devam eden açık hava hapishaneliği müddetinde Türkler baskı ve zülüm görmeleri, 

1974 katliam planı ile 15 temmuz 1974 sabahı saldırıya geçmeleri ve nihayet Zehra Bilge Eray, 20 temmuz 1974 Barış harekatın başlama sebebi gibi gelinen noktayı duygusal olarak hatırlatdı.

İstanbul Başkonsolosu Seniha Birand Çınar, “20 Temmuz 1974 Birçok bakımdan önem arz eden bir taştır. Sadece Kıbrıslı Türklere değil, Kıbrıslı rumlara da barış getirmiş olan garantili Türkiye'mizin cesaret ve kararlılıkla gerçekleştirdiği meşru ve hukuki bir durumdur.

Bugün, Kıbrıs Türk halkının, Adanın 1878 de İngiliz müdahalesini devriyle başlayan 100 yıllık Türk Atatürkçülük mücadelesinin dönüm noktası. Bugün ayrıca Kıbrıs Türk halkının   esaretin son bulduğu ve özgürlüğüne kavuştuğu gündür. Anavatan Türkiye’mizin kıymetli devlet yetkilileri, kahraman gazi kıymetli vatandaşlarım, yürekleri Kıbrıs için  atan siz değerli dostlarımız bu anlamda günümüz sizlerle kutluyor olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz  



Kıbrıs'a barış ve özgürlük içerisinde onurlu ve saygın bir yaşam süreci benim diye bu mücadeleyi vermiş olan aziz şehitlerimiz, toplum liderimizi Rahmet ve minnetle anıyorum. Her daim yanımızda olan Anavatanımız Türkiye ve gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi “Özgürlük bizim karakterimiz.” Kıbrıs Türk halkı anavatan Türkiye'nin de sarsılmaz desteği ile ilelebet bu karakterine yakışır şekilde barış ve özgürlük bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.”  Şeklinde duygularını ifade etdi.

Kıbrıs'taki soydaşlarımızın maruz kaldığı insanlık dışı zulmü sonlandırmak amacıyla kahraman ordumuz tarafından gerçekleştirilen barış harekatı'nın üzerinden tam 48 yıl geçtiğini söyleyen İstanbul Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek “Bu harekat ile adadaki türk halkının uğradığı zulüm ve baskılar ortadan kaldırıldı. Adadaki haklarımızı ve varlığımızı dikkate almayanlar, şanlı tarihimizin her sayfasında yazdığı gibi o gün de hakettikleri cevabı aldılar. Türkiye Cumhuriyeti geçmişte olduğu gibi bugün de yarın da kıbrıs'ın barış ve esenliğin en büyük teminatı olmaya devam edecektir”dedi 

Mavi Vatan Sevdamız.


Vali Yardımcısı Gevrek, “Kıbrıs akdeniz'deki varlığımızın, egemenliğimizin sembolü mü? Barbaros Hayrettin Paşa'dan, Kılıç Ali Paşa'ya, Lala Mustafa Paşa'dan Günümüze Deryalara Sığmayan Mavi Vatan Sevdamız. Her Karışı Şehitlerimizin Kanlarıyla sulanmış vatan toprağımız Kıbrıs, ebediyete kadar, bağımsız ve egemen olarak kalacakdır. Şehitlerimizin aziz hatıralarınından ve uluslararası hukuktan aldığımız güçle Kıbrıs'ın geleceğe umutla bakması, güven ve huzur içinde yaşaması için mücadelemiz kararlılıkla sürecektir.”şeklinde ifade etdi

Resepsiyon klasik konser eşliğinde sohbetlerle son buldu.


yilmazparlar@yahoo.com

5 Ağustos 2021 Perşembe

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 47. yıl dönümü-Yılmaz Parlar




  


Yavru Vatan, Ana vatan, Mavi Vatan

 

Kıbrıs Türk Kültür Derneği (KTKD) İstanbul Şubesi tarafından, KKTC İstanbul Başkonsolosluğun himayelerinde gerçekleşen 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 47. yıl dönümü kapsamındaki resepsiyonda;  KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yaptığı konuşmasında Bölgede bulunan doğalgaz rezervleri ile yeniden dünya gündemine oturan Kıbrıs ve Türkiye için Mavi Vatan sözcüğün altını çizdi.



2 Ağustos 2021 Salı günü tarihin irili ufaklı onbinlerce kültürel sanatsal heykellerini bünyesinde barındıran İstanbul Arkeoloji müzede gerçeklesen etkinlikde birbirinden güzel anlamlı gerçeklere dayanan çok değerli üç konuşmacı; KTKD İstanbul Şubesi Yönetim Kurul Başkanı Zehra Bilge Eray, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Kıbrıs’ın tarih derinliklerinden günümüze ufuk turu atdırdılar.



Hafızaları tazeleyen bilgileri Mavi Vatan sözleri süsledi. Doğu Akdeniz’deki Kıbrıs adası etrafında eşit hak sahibi olunan doğal kaynaklara Anavatan Türkiye ile birlikte sahip çıkma kararlığı, bağları kuvvetlendiren, ulusal çıkarların korunmasında, hak ve hukukun müdafaasında çok önemli bir stratejik boyut kazandırdı. 



Hiç tereddüt etmeden mücadelede canlarını ortaya koyan aziz şehitlere ve Atamıza saygı duruşu sonrası Deniz Kuvvetlerin bandosu eşliğinde İstiklal marşımızın okunmasıyla başlayan Etkinliğe, ayrıca 1.Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, KKTC İstanbul Baş Konsolosu Seniha Birand Çınar, Yüksek rütbeli subaylar, Gaziler, her Uluslararası platformda KKTC’ı dile getirecek Başkanlığı Musa Karademir’in yaptığı BDU Diplomatlar Birliği Yönetim Kurul üyeleri, Pop ses sanatcısı Ziynet sali, elit davetliler katıldılar.



KTKD İstanbul Şubesi Yönetim Kurul Başkanı Zehra Bilge Eray özetle “Temmuz 1974 Mutlu barış Harekatının  neden yapıldığını anlamak , anlatmak, ve unutmayıp unutturmamak için 1974 öncesi Kıbrıs’ta yaşananları gözden  geçirmek  gerekir.

20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı Kıbrıs Türklerinin gerçek bir soykırımdan Kurtarılarak yenide hayat  buldukları gündür. 



1571 Yılında  Osmanlı İmparatotluğu Tarafından  Fethedilen, Türk vatanı olan Kıbrıs, Osmanlı imparatorluğunun  zayıflaması sonucu 1878 de İngiliz sömürge idaresine geçmiştir.”  


Kıbrıs adasında  yıllarca birlikte yaşamakta olan Rumların  Büyük ideali Enosisi anlatan Eray “ 1 Nisan 1955 yılında Tethiş örgütü EOKA yı  kurarak saldırılarına başladılar. İlk günlerde İngiliz sömürge yönetimine ve İngilizlere saldırılarda bulundular.  Asıl hedefleri ise ENOSİS için en büyük engel olarak gördükleri  Kıbrıs ‘taki Türk toplumu idi. Amaçları İngilizleri adadan kovmak, Türkleri  hazırladıkları planlarla toplu olarak katlederek  ENOSİS’ i  ilan etmekti.”



1950 li yıllardan başlayarak  tüm dünya devletlerinin gözü önünde devam eden   saldırılar 1957-1958  yıllarında arttırılarak adada Türkler için  yaşam şartları dayanılmaz hale geldi. saldırıları sonlandırmak için yapılan  1959-1960 Londra ve Zürih antlaşmaları sonunda 1960 yılında  Türklerin ve Rumların aynı hakları kazandığı bağımsız KIBRIS Cumhuriyeti Kuruldu. 1960 yılı Barış yılı oldu.” Ancak   3 yıl sürdüğünü ifade ederek “21 Aralık 1963 akşamı Akridas Katliam planını uygulamaya başladılar. Kıbrıs Cumhuriyetini  darbeyle, silah zoruyla, kuruluş anlaşmalarına ve Anayasaya aykırı hareket ettiler….Tarifi anlatılmaz katliamları yaşadık. 1963-1974 arasında 11 yıl devam eden açık hava hapishaneliği müddetinde türkler baskı ve zülüm gördüler…Akritas planı ile başlattıkları katliamlara büyük bir titizlikle hazırladıkları İfestos 1974  katliam planı ile 15 temmuz 1974 sabahı saldırıya geçtiler. Özetiyle 20 temmuz 1974 Barış harekatın başlama sebebini vurguladı.



Vali Ali Yerlikaya Rumların, Kıbrıs Türkü'nü azınlık olarak görmeyi sürdürdüklerini, eşitlik temelinde çözümü her zaman reddetme alışkanlıklarına devam etdiklerini, garantör Türkiye'nin her zaman KKTC yanında olacağın altını çizdi. Barış harekatın bunun adeta bir sembolü olduğunu ima ederek, 20 Temmuz, zulme son verilen, Kıbrıs Türk halkının istiklalini kazandığı ve adaya barışın geldiği kurtuluş günü olduğunu belirten uzun güzel bir  konuşma yaptı. 

Cumhur başkanı Ersin Tatar’ın çoşkulu dinamik konuşmasında; bağımsızlık mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük ile Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ı, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ile Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan’ı zaman zaman minnetle anarak yaptığı konuşmasında “Vatanımızda özgür ve korkusuzca yaşıyorsak, bunu aziz şehitlerimize, Mücahit ile Mehmetçiklerimize borçluyuz.”sözleri minnetini yankılandırdı.

Tatar, yine acılı tarihi gözler önüne serdi. Hukuksuzlukdan yoksun ülkelere seslendi.

Türk askerin 16 Ağustos 1960 tarihinde 82 yıllık bir aradan sonra Kıbrıs’a yeniden ayak basdığını, Zürih ve Londra Anlaşmaları ile, Türk ve Rum halklarının eşit kurucu ortaklığında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ömrünün ancak 3 yıl olabildiğini tekrarladı. Enosisi, Akritas Planı’nı, Anayasa’da Türklere tanınan bütün haklar da ayaklar altında çiğnendiğini, 21 Aralık 1963 tarihinde Kıbrıs Türklerine yönelik silahlı saldırıların başladığını yapılan katliamları dile getirdi.  20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın önemini vurguladı.  

Resepsiyon İTO bünyesindeki Cemile Sultan soysa tesislerinden getirtilen ikramlarla ve sohbetlerle harıra fotoğraları çekilerek son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com

17 Haziran 2021 Perşembe

15. Isınma Kurultayı -Yılmaz Parlar




 FELAKETİ NASIL ÖNLERİZ

Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD) tarafından düzenlenen 15. Isınma Kurultayı 

Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD) tarafından düzenlenen ve  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in desdekleri ile İzmir tarihi Havagazı Fabrikasında, 14-15 Haziran 2021 tarihlerinde hibrit temasıyla 15.ncisi gerçekleşen Isınma Kurultayında sorular yanıt buldu



Yapılan Küresel anlaşmalarda taahhütü istenen maddelerin temalarını her yıl işleyen EGD, şimdiye kadar 700 den fazla gazeteciyle 1500 kadar katılımcıyla  hiperaktif sürdürdüğü “Isınma Kurultay”larda farkındalık yaratmak hedefiyle iklim krizinde, medya olarak üstüne düşen görevini layıkıyla yerine getirdi. 

İzmir'in tarihi sembol yapılarından ve önemli kültür merkezlerinden biri olan Havagazı Fabrikasında gerçekleşen Ekonomi Gazeteciler Derneğince 15.ncisi düzenlen Isınma Kurultayında EGD Başkanı Celal Toprak Pandeminin Küresel Isınmaya Etkilerini, İklim Krizi konusunu işleyerek tabandan tavana farkındalık yaratarak bunun üstesinden gelmeye karalıyız şeklinde mesaj veren özet açılış konuşması yaptı. 

Gerçekdende hangi ısınma insanlığı tehdit ediyor ve bir felaketi önlemek için ne yapılmalı. Dünya'daki iklim belirgin bir şekilde değişti. Bazı ülkeler anormal sıcaklıktan, diğerleri ise bu yerler için alışılmadık olan çok sert ve karlı kışlardan muzdarip. İklim krizi Dünya sorunu



Türkiye’de İklim Kanunu’nun çıkarılması için herkesi yardımcı olmaya çağırıyorum

2019 yılında UNDP, TÜRKONFED ve TÜSİAD önderliğinde kurulan Hedefler için İş dünyası Platformu Geçmiş dönem Başkanı Ümit Boyner’den görevi teslim alan Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Ünlütürk “Denizleri kirletmemiz nedeniyle oluşan müsilaj içimizi acıtıyor.” Dünyayı saran pandeminin olumlu olarak ısınmaya  etkisinden söz eden Ünlütürk, NASA’nın araştırmasında yüzde 15 bir iyileşme var olduğunu, kalıcı olmadığını,  Avrupa Yeşil Protokolün sürdürülebilirlik adı altında 17 maddelik gerçek bir çerçeve ortaya koyduğunu, hedefleri için İş Dünyası Platformu olarak tüm kurum ve kuruluşları bu gelişmeye entegre etmeyi amaçladıklarını söyledi.

Şükrü Ünlütürk’ün çağrısı “Türkiye’de İklim Kanunu’nun çıkarılması için herkesi yardımcı olmaya çağırıyorum.” 




 Panelde 

Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, rüzgardan, güneşten, jeotermalden enerji üretmenin yanı sıra biriken 80 bin ton çöplerden elektirik ve biogaz üretdiklerini bununla ilgili tesislerinden söz etdi.

2,2 ton sera gazını engelliyoruz.

Tesisteki ayrıştıkları çöplerden kağıt ve plastiği hammadde şirketlerine gönderdiklerini, Metan gazını elektriğe çevirdiklerini, yıllık 2,2 ton sera gazını engellidiklerini paylaştı. 480 bin aracın trafikten çekilmesiyle eşdeğer olduğunu örnekledi.    



Arılar iklim krizine doğrudan etki eden canlılardır 

Arıların dünya ve insanlık için yaptığı katkıyı anlatan, Bee'o Propolis'in kurucusu Aslı Elif Tanuğur Samancı, Arıların  45 gün ömrü olduğunu, bir arının 1500 çiçeği ziyaret etdiğini, çiçek tozlarını taşıyarak bitki çoğalmasına fayda sağladığını, arıların yok olmasıyla tarımın yok olması, insanlığın yok olması demek olduğunun altını çizdi. 

Arılar ölürse insanlığın 4 yıl ömrü kalacağını, Dünyada 100 önemli gıdanın arılar sayesinde var olduğunu açıkladı. Türkiye’nin ikinci büyük arıcılık ülkesi olduğunu, Bal üretiminde de ikinci sırada olduğumuz bilgilerini verdi. Endemik bitki zengini Ülke olduğumuzuda vurguladı. 




Ekosistemin zarar görmesi bio çeşitliliğin azalması pandemiyi yaşamamıza nedenlerden biri

Ekosistemin zarar görmesi bio çeşitliliğin azalması pandemiyi yaşamamıza nedenlerden biri olduğunu söyleyen Coca Cola İçecek Kamu İlişkileri Grup Lideri Aykan Gülten, Birçok uzmanın Marmara’da çıkan hiçbirşeyin yenmemesi gerektiğini söylediğini, bunun yanı sıra pandemiyle birlikde 2020’de sera gazında yüzde 3 gibi bir azalma olduğunu açıkladı.

Küresel ısınmaya karşı bir umut var diye düşündüğnü belirten  Aykan Gülten, Temiz enerji alternatifleri ucuzladığını soğutuculara enerji çözümler getirdiklerini, ambalaj malzemesinin azaltılması çalışmalarıyla,  var.  Atıklar ekonomiye kazandırılması ve çevreye katkı sağlaması şeklinde olumlu ifadeler kullandı. 

Kurultay ilk gün sertifika verilmesi ve toplu aile fotografıyla sona erdi.

yilmazparlar@yahoo.com